Ve kitabımın son sayfasını da okuyup kapağını kapattım, düşüncelere daldım. Bu kitap da mutlu sonla bitmişti. Mutlu sonlar neden gerçek hayatta da olmuyordu? Neden mutlu sonlar sadece masallara, romanlara özgüydü?
Kitaptaki karakterlerle birlikte mutluluktan ağlıyordum.
Kitap okumayanlar için hep üzülmüşümdür. Çünkü onlar bir kitabın sayfalarında kaybolmak ne demek, onlarla birlikte gülüp, onlarla birlikte heyecanlanmak, öfkelenmek, korkmak ya da onlarla birlikte ağlamak ne demek bilmiyorlar.
Karakterleri, kitabı hissedemeyenler... Bizim gibileri anlayabilirler miydi? Hiç sanmıyorum.
Ben Kumsal. Kumsal Aygün. Yirmi yaşında, hayatla pek anlaşamayan, kendini kitaplara, şarkılara, çizimlere veren Kumsal. Çevresinde pek arkadaşı olmayan, çoğu insana tahamülü olmayan, sınıfta en arkada oturmayı seçen Kumsal. Hayatıma hoşgeldiniz.
Kitabımın tüm hakları saklıdır.
Buradaki içerikler; yazı, ses, görüntü, tasarım, fikir, çalışma, araştırma gibi kullanılabilecek tüm fikir, emek ve değerler bana aittir. Herhangi bir çalma, izinsiz alıntılar yapma vb. durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
Yaş Farkı Vardır (9 yaş)! Lütfen bunu bilerek okuyunuz...
Atabey Ailesi yıllardır yaptığı mafyacılık işlerine son verip emekliye ayrılmıştı. Çağlar Atabey 4 oğlu, karısı ve yakın aile dostlarıyla huzurlu hayatının tadını çıkartıyordu. Ta ki bir gün şirketine bir mektup gelene kadar... Yıllar önce ölen kızının aslında yaşadığını ve ölü bir bebekle karıştığını söyleyen bir mektupla bütün dengeler bozulur. Bir yandan hasta annesi ve öfkeli babasıyla uğraşırken okumaya çalışan Çiçek bir yandan da şehit sevgilisinin yasıyla kavruluyordur. Bunun üzerine bir de yıllar önce karıştığını öğrenen Çiçek'i karmaşık günler bekliyor.