"Kenan kızıma iyi bakın olur mu?" Şimdi de konuşan Derindi. Kenan ile Defne hoparlörde duyulan ses ile birbirlerine baktı. "Defne güzel kardeşim. Sen sadece Kerimin değil benimde kardeşim oldun. Ben sana elimden geldiğince ablalık yapmaya çalıştım. Sen de kızıma iyi bak olur mu? Ona yokluğumu aratma Defne. Ona annesizliği aratma kardeşim." "Ye..yenge böyle şeyler konuşmayın. Bak o araba duracak ve biz evimize gideceğiz." "Bu araba durmayacak Defne. Bu yüzden bizi iyi dinleyin. Kenan kardeşim, kızımı ve Defneyi koru. Onlar sana emanetimiz." Kenan'ın boğazı düğümlenmişti. Ancak konuşmaya zorladı kendini. "Siz merak etmeyin emanetinizi canım bilirim ben ancak o arabadan inince siz de anlayacaksınız bu konuşmalarımızın boşa olduğunu." Arabalar yolda hızla ilerlerken telefonlar hep açıktı. Bir süre sonra telefonda Hasan bey ve Hayriye hanımın sesi duyuldu. "Defne kızım, Kenan oğlum sizi seviyoruz." diyen baba ve annesinin sesi ile Defne artık kendini koyuvermiş ağlıyordu. Son olarak Kerim tekrar konuştu. "Kenan hakkını helal et kardeşim. Defne ile Ece sana emanet." "Helal olsun kardeşim. Sende helal et. Emanetlerinizi canım gibi koruyacağıma söz veriyorum." "Biliyorum kardeşim. Hakkım helal olsun size. Gül yüzlü güzel kardeşim Defnem seni çok seviyorum bunu hiç unutma" Kerimin son sözlerinden sonra telefon kapandı ve araç viraja gelmeden durmak için duvarlara sürtünmüşse de hızı kesilememişti. Araç keskin virajdan hızla dönerken aşağıya yuvarlanmaya başladı. O sıra Defne ile Kenan'ın ellerinden hiçbir şey gelmiyordu. İki bedende acizliği dibine kadar yaşıyordu. Kenan gördüklerini sindiremezken kulaklarında arkadaşının sesi çınlıyordu. Ece diyordu arkadaşı. Ece.. Demek aylardır öğrenmeye çalıştığı yeğeninin ismini böyle bir gün ve böyle bir anda öğrenecekti.All Rights Reserved