...Tam o sırada arkadan bir ağlama sesi geldi. -Elena: Luna , neden ağlıyorsun? -Luna: Ağlayan sen değil misin? -Elena: Yoo. O zaman bu ses kimden geliyor. İkimizde öylece kalakaldık. Bu çok ürkütücü. Bir süre etraf sessiz kaldı. Sonra gülme sesleri gelmeye başladı. -Aynı Anda: Hadi ama neye gülüyorsun? -Aynı Anda: NE? -Elena: Ses arkadan geliyor. -Luna: Aynı Diana gibi gülüyor ve ağlıyor. -Elena: Hayır hayır hayır. Bu düşüncelerinden kurtulmalısın. Sonrasında yavaşça arkama döndüm. Bebek orada öylece oturmuş bize bakıyordu. Ama yüz ifadesi değişmişti. -Luna: Ne yapmayı düşünüyoruz. -Elena: Benim müthiş bir fikrim var. -Luna: Anlat bana. -Elena: Şu kapıyı görüyor musun? -Luna: Tabi ki görüyorum. -Elena: O zaman kaç! -Luna: İyi fikir! Hemen kalkıp kapıya doğru yöneldik ama kapı yavaş yavaş açılmaya başladı. İkimizde nefeslerimizi tuttuk ve ne olacağını beklemeye başladık. Kapı tam açıldığında biri orada üzgünce duruyordu. Ayın ışığı yüzüne vuruyordu. Biraz daha dikkatli baktığımda...