Bir süre sonra odanın kapısı açıldı. İçeri giren kişiye baktığımda devasa birini gördüm. Kim bilir belki de hayatımda daha önce böyle bir insan görmemiştim. Dediğim devasalık benim iki katım olmasından değildi. Öyle bir güç yayıyordu ki,öyle farklı bir aurası vardı ki buraya beni getiren adamlar bu adamın yanında melek gibi kalıyorlardı. Simsiyah saçları, esmer teni, ve siyahdan daha koyu olan gözleriyle bu adam yolda görseniz hem tekrar bakmaya korkacağınız hem de tekrar tekrar bakmak isteyeceğiniz bir adamdı. Benim bulunduğum sandalyenin önüne doğru yaklaştığında artık titremeye başlamıştım. Nerdeyse sandalyenin önüne gelmişti ki artık gözlerime söz geçiremedim ve kendiliğinden kapandılar. Adam çenemden tutup yukarı kaldırınca gözlerimi açmak zorunda kaldım . "Ya sen Ali denen adamın nerde olduğunu söylersin ya da ben zorla söylettiririm." dedi. Aslında içimden geçen tek şey koca bir kahkaha atmaktı ama önümdeki kuzguni gözlere bakarken bırak gülmek gibi bir eyleme başvurmayı, dilsiz olduğumu bile nasıl anlatabileceğimi bilmiyordum. Elim kolum bağlanmıştı. ×+×+×+×+×+×+×+×+×+×+×+×+ Ben artık o aletlerin orda ne için olduğunu biliyordum ama kötü bir yanı vardı ki bir mucize olmazsa o aletlerden birini veya birkaçını benim üzerimde kullanıcaktı. Bu adam bu sinirle devam ederse benim burdan ölüm çıkıcaktı sanırım çünkü ağzımdan laf alabilmesi imkansızdı biraz. Gün sonunda hala yaşayabilmeyi diliyordum...All Rights Reserved