(İblis Kral Daima Ona Gizlice Aşık Olduğumu Düşünüyor) (BL)
Bai Yang, büyük kötü adam İblis Kral'ın şehvetli uşağı olarak fantastik bir romana göç etti. Göç ettiği ilk gün yanlışlıkla İblis Kral'ın poposuna dokundu.
Bai Yang çığlık attı: "Majesteleri, bu bir kazaydı!"
İblis Kral, gözlerini kıstı: "Soyun ve dağdan aşağıya çıplak koş."
Bai Yang, kendi dünyasına geri dönebilmek için romanın kahramanının yükselmesine yardım etmeli ve İnsan Alemi'ne gitmelidir.
Bai Yang, onurlu bir tavırla: "Majesteleri, o kişi İblis Diyarı'nı tehdit edebilir. Sizin için onu öldürmeye İnsan Diyarı'na gittim! " (Aslında kahramanla tanışmak için oraya gittim.)
Bai Yang, sadakatini ilan ederek: "Majesteleri, orada kalın. Sizin için iksiri bulmaya İnsan Diyarı'na gideceğim! " (Aslında, kahramanı kurtarmak için oraya gittim.)
Bai Yang, özverili bir adanmış tavırla: "Majesteleri, sadece büyük amacınızı ilerletmek için İnsan Diyarı'na gitmek istiyorum!" (Aslında, kahramanı görmeye gittim.)
İblis Kral'ın yüzü ifadesiz kaldı ama kulaklarının uçları kırmızıydı. 'Onun beni bu kadar derinden sevdiğine inanamıyorum...' diye düşündü ve konuştu, "Hah! Ne kadar yapışkan olduğunu görünce, aşkını kabul edeceğim. Bana söyle! Neye ihtiyacın varsa, onu sana vereceğim! "
Bai Yang: "Ne! Majesteleri, sizi sevmiyorum. "
İblis Kral: "Hayır, beni seviyorsun. Neden yalan söylüyorsun ~ Neden hep yalan söylüyorsun ~? "
İblis Kral, Bai Yang'ın "vahşi bir insan" ile "ilişki" yaşadığını öğrenene kadar Bai Yang ile derin ve karşılıklı bir sevgi paylaştıklarına inanıyordu.
Bölüm Sayısı: 103+1
İngilizce Kaynak: Chrysanthemum Garden
Yazar: Dong Fang Huang Gua
Kapak: benbittimaq
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir.
Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir.
Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla...
Kesit:
---
Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak.
"İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler.
"Türk mü?"
Neler oluyordu??
Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa.
"Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam.
"Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum.
"Klanıma hoş geldin küçük kız..."