ORMANIN SIRRI (Ara Verildi)
  • LECTURES 34,084
  • Votes 4,217
  • Parties 25
  • LECTURES 34,084
  • Votes 4,217
  • Parties 25
En cours d'écriture, Publié initialement déc. 21, 2020
Dünya bilinmeyen bir durumla karşı karşıya, Türkiye de bir ormana giren çıkamıyor. Bu olayı duyan Derin ormana girer ve kendini bilmediği bir yerde bulur.

💧💧💧

Sarayın merdivenlerini çıkmaya başladım heyecandan kalbim göğsümden çıkarcasına çarpıyordu, ne kadar geri gitmek istesem vücudum buna itirazı varmış gibi ileri gidiyordu.
İki büyük kapı açıldı bende içeri girdim, beni İlk kez görenlerin gözlerini üzerimde hissediyorum buradan arkama bakmadan kaçmak istiyorum ama yapamıyordum bir şey beni buraya çekiyor ve ben de bu çekime uydum ve yürümeye başladım.
Ben yürüdükçe insanlar yolumda çekiliyordu yolun sonuna geldiğimde göğsümde ki dövme yanmaya başladı etrafıma baktım, ileride bir kapı açıldı içeri girenle elimi göğsüme koydum canımın acıması o ilerledikçe çoğalıyordu tam karşımda durup.
"Sonunda geldin."
Konuşmasıyla yüzüne baktım kızıl gözlerle benim tepkimi inceliyordu gözlerim karardı en son hatırladığım güçlü kolların beni tutmasıydı.
Tous Droits Réservés
Inscrivez-vous pour ajouter ORMANIN SIRRI (Ara Verildi) à votre bibliothèque et recevoir les mises à jour
ou
#747kral
Directives de Contenu
Vous aimerez aussi
KIZIL GECE , écrit par DuruMavii
85 chapitres Terminé
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Vous aimerez aussi
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
Kaçış cover
~SİS~TAEKOOK cover
FIRTINA ZAMANI  cover
Öğretmenim gxg cover
BAŞ BELASI/ *Yarı texing* cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
CihAl BDSM cover

KIZIL GECE

85 chapitres Terminé

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.