Yakındaki pencereden
sızan ışıktan sakınarak gözlerimi zorlukla açtım. Bir
odanın içindeydim. Gözlerim bulanık görüyor ve başım
da bir gece önce, sanki bir duvara çarpmış gibi acıyordu.
Yüzümün sol tarafıysa şişmiş gibiydi.
Kalkmayı denedim fakat el ve ayak bileklerimin etrafına
bir şeylerin sarılı olduğunu fark ettim. Gözlerimi
açtığım andaki bulanıklık yavaş yavaş azalıp, daha net
görmeye başladığımda,lüks mobilyalarla döşenmiş bir odanın içinde
yatakta yatıyordum.Neler olduğunu anlayınca dürtülerim beni harekete
geçirdi, arkama dönüp odanın diğer tarafını görebilmek
için vücudumu zorladım. Yatağın diğer tarafındaki sandalyede elinde tabletle oturan adamı
görmek beni ürkütmüştü, kendimi yataktan yere attım.Adam yerinden kalkıp yanıma gelmeye başlayınca göz göze geldik.Gözleri o kadar karaydı ki içinde kaybolduğumu hissettim.Üzerime eğildi, beni yerden kaldırdı, geriye yatağa
yatırdı. Yaptığımın beni tekrar yere düşürecek aptalca
bir hareket olduğunu fark edinceye kadar onu tekmelemeye
ve ona vurmaya başladım.Kollarımdan o kadar sıkı tuttu ki morardıklarına emindim.Eliyle boğazıma yapıştı ve bağırmaya başladı.
"Uslu dur FAHİŞE artık bana aitsin."dediğinde gözlerine nefretle baktım.
"Ben fahişe değilim."diye bağırmaya başladım. Gözyaşlarım
gözlerimden yağmur gibi akmaya başladı. Telaşla etrafa
bakındım. Ellerimdeki ve ayaklarımdaki bu
bağlardan beni kurtaracak bir şey aradım ama etrafta işe
yarar hiçbir şey göremedim.Bu cehennemden ya kaçacaktım ya da burada ölecektim.