M.Ö 146 - Roma Cumhuriyeti. İskender'in imparatorluğunu tarihe gömen, kadim Yunanistan'ı kılıcının önünde diz çöktüren General Octavian genç yaşında aldığı gösterişli zaferlerinin ardından adını tarihin altın sayfalarına yazdırmaya kararlıdır. Fakat şehirleri ateşe vererek aradığı düşmanının evlenmek üzere olduğu nişanlısını savaş ganimeti olarak yanında taşıdığından habersizdir. Güzelliği ile onu etkilemeyi başaran Dilla'yı geriye sadece küller kalan şehrinden alarak kendisi ile birlikte Roma'ya götürür. Sırtında damgasını taşıyan kölesi artık onun hem en yakını hem de en büyük düşmanıdır. * * * "Başını eğ ve sakın bir daha aksi söylenmedikçe kaldırma." "Ama-" "Sen bir hiçsin Dilla. Nasıl ki bir çizme başını kaldırıp sahibine bakamıyorsa, sen de bakamazsın." Sırtındaki kanlı damga, Zenobia'nın çubuğundan gelen darbe ile canını daha fazla yakarken başını öne eğmişti. İçinden Dilla diye geçirmişti, bu benim adım bile değil. Doğduğunda ona verilen isim ölmüştü. Bir zamanlar olduğu özgür kadın ölmüştü. Ona kim olduğunu hatırlatacak her şey yanan şehirle birlikte küle dönüşmüştü. Ateşlerin içinde geriye sadece Dilla kalmıştı. Ölen kadın hürdü fakat Dilla sırtındaki damga ile köle olarak doğmuştu. Ölen kadının korkuları vardı fakat Dilla'nın kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.
14 parts