"Bak, bu çiçekler güneşi çok sever. Yönleri hep güneşe dönük olur. Bu yüzden sana dönükler Güneş." gözlerimi ağır bir yük yaşıyormuş gibi devirdiğimde yüzünde daha da eğlenen bir ifade oluştu: "Heey, esprim hoşuna gitmedi değil mi?" "Ölüme mahkum bu aşk Güneş..." gözünden akan yaşa dokunan parmağımdam tüm vücuduma acı yayılıyordu: "Hayır Yavuz... Hayır, sus nolursun. Aşk ölen bir şey değil ki. Hepimiz ölüme mahkumuz, ama aşkımız sonsuz." "Söylenir ve yarım kalır bütün aşklar yeryüzünde."