Gerçek Yaşamdan Arşiv
  • Reads 1,044
  • Votes 59
  • Parts 5
  • Reads 1,044
  • Votes 59
  • Parts 5
Ongoing, First published Dec 30, 2020
Bilgisayar dehası diyorlardı ona...

Bilgisayar mühendisliği okuyan Rozalin Masiva, anne ve babasının suçsuz olduğu halde hapse girmesiyle kahrolmuştu. Ailesini oradan çıkarmak için her şeyi yapacaktı. Kalbi bu istekle yanıp tutuşuyordu. 
Açılan her bir perdede yeni kurgular ortaya çıkıyor, Rozalin oynan her oyun için ruhunu yoruyordu. Bu onu tüketiyor, mahvediyordu. Çıktığı yolda ayağına dikenler batmasını umursamıyor, dağılan ailesini kurtarmak için var gücüyle çabalıyordu. Bu yolda karşısına çıkan Demre Han ise kalbinin kapısını aralıyordu.

Bir allı turnanın süzülüşü gibi kalbime süzülüyordu. Bir dokunuşuyla yanıyor bir dokunuşuyla donuyordum. Beni yok ediyor, yok ettiği yerden var ediyordu. Bu his bana yabancıydı. Bu hissi bir yerlere sığdıramamıştım, hep bir şekilde taşıyordu. 

Ellerini ellerime uzattı, titreyen ellerimi avcunun içine hapsetti. Göz yaşları yanaklarımdan beni ürperterek süzülürken "Evim yok oldu, yandı Demre! Bittim, mahvoldum ben." dedim.
"Ben yok muyum yanında Roza? Ben olurum evin, olmaz mı?"diyerek beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı. Sanki kalbinin evim olduğunu haber veriyordu. Beni kalbine ait kılıyor, benim kabimi de kendisi ile donatıyordu.

Modern bir kibritçi kız hikayesi...
...


Yazdıklarımın her biri şahsi olup hiçbir sebeple kopyalanamaz ya da alıntılanamaz...
Gerçek Yaşamdan Arşiv adı ilk olarak şahsım tarafından kullanılmıştır.

Bu güzel kapağı yapan NotteOfficial 'ın tasarımcılarından @justloond'a teşekkür ederim.
All Rights Reserved
Sign up to add Gerçek Yaşamdan Arşiv to your library and receive updates
or
#3arşiv
Content Guidelines
You may also like
AİDİYET - ADEN & DEVRİM by RuyamG
38 parts Complete
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.'' Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum. ''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.'' Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır... Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse! ''Kokunu özledim.'' Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu. ''Devrim...'' Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,'' ''Bugün benim sıram, Aden Özkan.'' Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu. ''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.'' Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı. ''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.'' Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi. ''Devrim, ben...'' ''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.'' Ne!? Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti. ''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.'' Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum. Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı! Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi. Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı. ''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.'' ''Öyle ya da böyle!'' ''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
Takıntı cover
İzler Silinmez cover
Zeytin Dalı cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
Sabır Vaktine Esirdir / Texting cover
SEN BEN VE BİZ. *Texting* (+18) cover
GÜN TABAĞI | TEXTİNG cover
AİDİYET - ADEN & DEVRİM cover
BERDEL (+18) cover

Lafügüzaf

19 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.