Ahmet Rasim bir istanbul yazarıdır. Onun kitapların-da şehrin nabzını, ruhunu, rengini, kokusunu buluruz. Ahmet Rasim'in istanbul'u bu kadar içerden ve ayrıntılı gözlemleyip aktarabilmiş olmasında yetişme ve yaşama biçiminin de doğrudan etkisi vardır. Sokakta, halkın içinde büyüyen Ahmet Rasim, insana ve şehre ait gözlemlerini çocukluğundan son yıllarına kadar çok canlı tablolarla kaydetmiştir. Böylece bir yandan çocukluk arkadaşları, aile çevresi, iş arkadaşları, girip çıktığı okullar, gazeteler, gezdiği mekânlar, semtler ile kendi özyaşamını aktarırken bir yandan da insanları, doğal dokusu, gelenekleri, idari yapısı ile dönemin istanbul'una dair önemli bilgiler bulabileceğimiz zengin bir doküman oluşturmuştur. (...) Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı için Ahmet Rasim'in Şehir Mektuplarındaki tanıklığı daha da değer kazanıyor. Ancak bu mektupların hem yayımlandığı günlerde hem edebiyat tarihi içinde kazandığı ünde Ahmet Rasim'in dilinin de büyük payı olduğunu söylemeliyiz. Sokağın, devlet dairelerinin, gazete idarelerinin, eğlence mekânlarını, ev içlerinin, çocuk oyunlarının dilini bütün renkleriyle yakalayıp aktarabilen bu canlı ve kıvrak dille Ahmet Rasim, "gördüklerini anlatmayı" ve en sıradan olayların hikâyesini bile "tatlı tatlı dinletmeyi" bilir. - Doç. Dr. Handan İnci
Lacivert Yayıncılık
"Elimden tutup yatak odasına götürdü. Beni yatak odasına götürürken istediği her şeyi yapmaya istekli olduğumun bilincindeydim. Vücudumu beğenmesini ve çekici bulmasını seviyordum. Çok formda göründüğünü, çok sert ve adaleli bir vücudu olduğunu düşündüm ve bedenini hissetmek istedim. Gözlerinde beni ne kadar istediğini açıkça görebiliyordum ve bu beni her şeyden daha çok mutlu ediyordu. Genç bir adamın olgun vücudumu arzulayabilmesi heyecan vericiydi."
Normal bir ev kadınıyken, kocasının başına gelen felaket sonrası kendisini kocasının patronunun sekreteri olarak bulan kadının öyküsü.