Bir papatyayı alırsın. Önce güzel bir toprak ve yaşam alanını seçer sonra onu oraya dikersin. Ardından düzenli bir şekilde sular,büyütmeye çalışırsın. Şayet papatyayı aldıktan sonra ona bakmazsan o papatyayı öldürürsün. Ben bir papatyaydım baba. Sen beni aldın,yalancı topraklara diktin. Üzerimi yalanlarla ekip,büyümemi istedin. Ben büyüyemeden gittin. Ben hiç büyüyemedim baba. Çünkü sen beni ait olmayan topraklara ektin. Ardından bi yabancı girdi,yalancı topraklara. İlk başta toprağımın kötü bir yalandan oluştuğunu söyledi. İnanmadım. Çünkü babam dikmişti beni buraya,nasıl yalandan olabilirdi ki? Ardından toprağımı değiştirmek istedi. Reddettim. Çünkü babam bana buranın güzel olduğunu düşünmüştü. Beni dinlemedi. Hiç bilmediğim topraklara götürdüğü,oraya ekti beni. Üzüldüm,çok ağladım. Yapamam sandım. Sonra bana baktı biliyor musun baba? Sen öldükten sonra biri bana baktı. Yaralarımla ilgilendi. Hepsini özenle kapattı. Büyüttü beni. Büyüdüm baba. Çünkü ait olduğum yerde,kendi topraklarımdaydım. Bu sefer yalan yoktu. Sadece gerçekler vardı. Çok canım acısa da en azından kandırılmıyordum,gerçekleri biliyordum. Ama seni hiç affedemedim baba. Bana sevgiyi öğreten adama,kin besledim. Bana merhameti öğreten adamdan,tiksindim. Söylesene baba,beni neden yalanlarınla büyüttün? Ama merak etme baba. Şimdi bir yabancının yanındayım ama yalanlar olmadan. Beni yalana o kadar alıştırmışsın ki baba,çok yakıyor gerçekler canımı. Bazen duymak bile istemiyorum çok ağır geliyor gerçekler ama duymazsam yeniden yalanlarla kandırılıyorum. Artık seni sevemiyorum baba. Bana yaptıkların için değil,o yabancıya yaşattıkların için seni bir ömür boyu sevemeyeceğim baba.All Rights Reserved
1 part