DİLHUN
  • Reads 879
  • Votes 23
  • Parts 1
  • Reads 879
  • Votes 23
  • Parts 1
Ongoing, First published Jan 03, 2021
Mature
Bir papatyayı alırsın. Önce güzel bir toprak ve yaşam alanını seçer sonra onu oraya dikersin. Ardından düzenli bir şekilde sular,büyütmeye çalışırsın. Şayet papatyayı aldıktan sonra ona bakmazsan o papatyayı öldürürsün. 

Ben bir papatyaydım baba. Sen beni aldın,yalancı topraklara diktin. Üzerimi yalanlarla ekip,büyümemi istedin. Ben büyüyemeden gittin. Ben hiç büyüyemedim baba. Çünkü sen beni ait olmayan topraklara ektin. 

Ardından bi yabancı girdi,yalancı topraklara. İlk başta toprağımın kötü bir yalandan oluştuğunu söyledi. 

İnanmadım. 
Çünkü babam dikmişti beni buraya,nasıl yalandan olabilirdi ki?  

Ardından toprağımı değiştirmek istedi. 


Reddettim. Çünkü babam bana buranın güzel olduğunu düşünmüştü. 

Beni dinlemedi. Hiç bilmediğim topraklara götürdüğü,oraya ekti beni. Üzüldüm,çok ağladım. Yapamam sandım. Sonra bana baktı biliyor musun baba? 

Sen öldükten sonra biri bana baktı. Yaralarımla ilgilendi. Hepsini özenle kapattı. Büyüttü beni. 

Büyüdüm baba. Çünkü ait olduğum yerde,kendi topraklarımdaydım. Bu sefer yalan yoktu. Sadece gerçekler vardı. Çok canım acısa da en azından kandırılmıyordum,gerçekleri biliyordum. Ama seni hiç affedemedim baba. 

Bana sevgiyi öğreten adama,kin besledim. Bana merhameti öğreten adamdan,tiksindim. 

Söylesene baba,beni neden yalanlarınla büyüttün? 

Ama merak etme baba. Şimdi bir yabancının yanındayım ama yalanlar olmadan. 

Beni yalana o kadar alıştırmışsın ki baba,çok yakıyor gerçekler canımı. Bazen duymak bile istemiyorum çok ağır geliyor gerçekler ama duymazsam yeniden yalanlarla kandırılıyorum. 

Artık seni sevemiyorum baba. 
Bana yaptıkların için değil,o yabancıya yaşattıkların için seni bir ömür boyu sevemeyeceğim baba.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add DİLHUN to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Hacker by Son_anka
87 parts Complete
"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?" Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu. Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım. "Ne buldun?" Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı. "Daha giriş yapamadım." Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim. "Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara." "Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin." "Sana yeterince süre verdim." "Bir gün daha efendim. Lütfen." Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu. "Yarın şafağa kadar vaktin var." Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim... (Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!) * 17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir! *
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 10
Hacker cover
Kelebeğin Ömrü Kısalıyor  cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Mafya'ya Mahkum +18  (BxB) cover
HAYATTA KALMA SANATI cover
𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı) cover
12:30 SEANSI cover
MAHKUM cover
MaFyaNıN KaRıSı cover
KUZEY (+18) Düzenleniyor  cover

Hacker

87 parts Complete

"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?" Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu. Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım. "Ne buldun?" Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı. "Daha giriş yapamadım." Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim. "Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara." "Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin." "Sana yeterince süre verdim." "Bir gün daha efendim. Lütfen." Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu. "Yarın şafağa kadar vaktin var." Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim... (Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!) * 17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir! *