KESİT

Gökyüzünün derin yarığından akarak toprağa nefes olmak amacıyla yağan yağmur, toprağın ateşini dindiremiyordu. Toprağın ateşi, kendini dindirmek isteyenlere inat daha da harlanıyordu. Bu duruma sinirlenen bulutlar, göğü aydınlatıp tekrar karartan bir şimşek gönderdi. Tüm yağmurun toprakla savaşını, sinirlenen bulutların şimşek göndererek karanlık geceyi birkaç saniye de olsa aydınlatmasını, yatağımda en köşeye ilişmiş ve dizlerimi kendime çekerek kollarımı etrafına sarmış bir şekilde izliyordum.

Doğduğum zamanı düşündüm. Tanrının kader defterime yazdığı acı çeken ruhumun doğduğu günü, iblislerin beni şen kahkahalarla izlemeye başladığı günü düşündüm.

Sonra geçmişi düşündüm. Ağzımda oluşan yakıcı ve acı tat yutkunduğumda boğazımdan aşağı yol alarak kalbime ulaştı. Yakıcı his kalbime ağırlık yaparak bastırıyordu. Bu baskı canımı acıtacak derecedeydi. Dolan gözlerimden taşan göz yaşları yanaklarımdaki kazınmış yolu izleyerek boynuma doğru yol alıyordu.

Şimdi bana söyle kara şeytan, ruhumu esir alan karanlığından ruhumu geri nasıl alabilirim?