Acının Sonu
  • Reads 11,547
  • Votes 672
  • Parts 31
  • Reads 11,547
  • Votes 672
  • Parts 31
Ongoing, First published Oct 24, 2014
Karşı çıktım hep ' Bu lanet şey benim bedenimi uyuşturuyor beni tembelleştiriyor , acılarımı azaltmıyor ki.. Dışarıdan öyle gözüküyor olabilir ama benim her hücrem bunları içtiğimde de çok acıyor.' 

O kadar çok dedim ki hatırlamıyorum ama bir süre sonra geçiyor itiraz edemiyorsun alışıyorsun tüm bunlara, karşındaki insanların umursamazlığına.
Aslında önceden ben de gülerdim.
Çok zaman oldu kahkahalarla gülmeyeli , kahkahayla gülen birilerini görmeyeli.
Bana neler olduğuna gelince , yazayım. Yazmak okuyan birileri olmasa da iyi geliyor. 
O her gün yuttuğum rengarenk haplardan bile iyi geliyor.. 
Belki de bana şımarık diyeceksiniz APTAL bu mu ? Bunlar için mi 19 yaşında en güzel çağını mahvedip bu yere düştün bir yılını harcadın burada. 
Bu yer demişken burası bir hastane çok acı çekenleri uyuşturduklarını , acılarını dindirdiklerini sandıkları bir yer adı mı ? Adı Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ben.. Ben Naz Yılmaz nasıl mı geldim buraya ? yazayım, dedim ya yazmak iyidir. 
H.A
All Rights Reserved
Sign up to add Acının Sonu to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Edebiyatsal İşler || •Öğretmen by sakaryalideli
52 parts Complete
Tamamlandı. Edebiyat dediğin şey, insanları hayal dünyasına sürüklemekten başka ne işe yarar ki? Hayır, oturup "Bu adam neden kırmızı perdeleri tasvir etmiş?" diye düşünmek yerine perdeleri açar, dışarıya bakarsın, işte çözüm bu kadar basit! Yok Şiirlermiş yok romanlarmış. Bir de ortamlarda "Dostoyevski okudum" diye hava atanlar var amınakoyayım ben onların! Dostoyevski sana elektrik faturanı mı ödedi, yoksa marketten indirim kuponu mu yolladı? Yok, efendim "ruhun gıdası"ymış. Ruh, çorba mı ki gıdaya ihtiyaç duysun salağa bak! Aç bir belgesel izle, hem öğrenir hem vakit geçirirsin. Ama yok, illa kitap okuyacağız. Siz okuyun abi ben okumayacavim Ben sinirli sinirli söylenirken Hazan kaşlarını arşa kadar kaldırmış bir hale "Ahu sus" diyordu. "Ne suscam abi ya bak şimdi dinle bi bana hak vereceksiniz!" Hazan sinirle "SUS GERİZKALİ YETER SABAHTAN BERİ SÖYLENİYORSUN-" derken lafını kestim. "Edebiyat dersinin amacı nedir? Cidden, bunu biri açıklayabilir mi? Bir de "Bu yazar burada ne demek istemiş?" diye soruyorlar ya o zmab onları öldüresim geliyor!" "Ahu-" "Abi dur bir! Ben nereden bileyim, yazarla kahvaltıya mı çıktım? Belki adam sadece mavi gökyüzünü seviyor, sen kalkıp "Burada özgürlüğe bir gönderme var" diyorsun. Sanki yazar miting yapıp "Özgürlük nedir?" diye sormuş. Bir de metin analizleri yok mu? "Bu cümleyle halkın acılarına değinmiş." Hayır, adam o cümleyi yazarken sadece kahvesini dökmüş olabilir, bu kadar derine inmeye gerek yok! Finalde de "Şair burada ne hissetmiş?" diye sorarlar-" "AHU OĞUZ HOCA ARKANDA SUS ARTIK!" Bir anda lal oldum. Sessizce bana bakıyordu gözlerinde saf bir sinir ve öfke vardı. Hoca kollarını göğsünde birleştirmis bir halde kaşlarını çattı ve "Ka'rı pür-sükûn ve mütevahhşi bir kız." diyerek onu takip etmem için elini salladı.
You may also like
Slide 1 of 10
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) cover
NE MÜNASEBET - Yarı texting cover
Mafya                                     ( birinci kitap) cover
Edebiyatsal İşler || •Öğretmen cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL  cover
EKSTREM cover
KOMİSERİM (Abimin Arkadaşı) +18 cover
orenda +21 cover
BERDEL (+18) cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover

MAHİ (Mahalle Hikâyesi)

29 parts Ongoing

Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı. "Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi. "Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?" Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu. "Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.