En büyük rol modeli olan babası sayesinde hayal kurabilmeyi, pes etmemeyi öğrenmiş ve olmak istediği kişiye bürünmüş Carol, her ne olursa olsun yılmayıp başarılı bir polis olacağına ant içmişken tepetaklak olan hayatında mesleğinden men edilmiştir fakat geçmişte vermiş olduğu sözü tutup yıkılmasına izin vermemiş, dedektif olarak bu sektörde kalabilmeyi sürdürmüştür.
İki yılın ardından endişelerini bir kenara bırakıp tekrardan Orlando'ya döner ve yaşamını normalleştirmeyi denediği günlerden birinde Wilson Dean adında daha öncesinde tanımadığı bir adamdan gelen maille bir daha asla eskisi gibi kaçmadan yaşayamayacağını fark eder, kendini kontrollü bir şekilde akışa bırakma kararı alır.
Wilson yüzünden karşılaşmak zorunda kaldığı, kimsenin kimliğini ve yüzünü dahi bilmediği seri katil Halyn' le uğraşmak zorunda kalır. Yaptığı tehditler, ölen yakın arkadaşının yeniden aklına gelmesine sebep olduğundan onunla yakından ilgilenmeye koyulur.
Artık tek bir şey için yaşadığını anlayan, yalnızca suçluların cezalandırılmasını isteyen Carol' ın hisleri iyice kuvvetlenecek mi yoksa yerini derin bir intikam isteği mi alacaktı?
Güven kavramını yıllar önce zihninden uzaklaştırdığını her gün kendine hatırlatan Carol' ın karşısına onu sonsuza kadar seveceğine ve koruyacağına yemin eden bir adam çıkar: Sean Lee.
Carol tüm olanlardan ucuz atlatabilecek, istediği şeyleri elde edebilecek miydi? Este' nin katilini ve Halyn' in aslında kim olduğunu öğrenebilecek miydi?
Geçmişteki yaralarını sarmasına yardım edeceğini söyleyen Sean, sözünün arkasında mı duracak yoksa herkesin yaptığı gibi ihanet mi edecekti?
Bir kızın görünmezliği, sevgisizliği, kimsesizliği bir hatadan kaynaklanıyor ve bu hata yıllar sonra fark ediliyorsa?
Bu yanlış kimin sayesinde gün yüzüne çıkıyor?