Marise, dansa olan tutkusu ile dikkat çekerken, Gökalp ise onun bu tutkusuna hayran kalır.
İkili, dans sayesinde birbirlerine yakınlaşırken, çevresindeki sosyal ve kültürel engellerle de yüzleşmek zorunda kalır. Aşkları, gelenekler ve aile baskıları gibi zorluklarla sınanır. Marise ve Gökalp'in aşkı, tüm zorluklara rağmen, içsel bir özgürlük ve tutku arayışının sembolü haline gelir.
"Bir çerkez kızının hayali sence ne olabilir?
Dansın tutkusundan doğan aşkın sürümü nasıl danstan bile daha tutkulu olabilir?
Sana, ağlatan dansın hikayesini anlatıyım mı Gökalp? O hikaye bizim!
Ve tıpkı bizim hayatımızı mahvedenlerin, hüznün sonunda bizi bir dansla ağlatanların bile asırlar sonra o hikayeyi bilmeden dans etmesinin hikayesini.