12 chương Đang tiếp diễn Bir varmış, bir yokmuş. Masal bu ya, dağların göğe değdiği, gecelerin kurşun gibi ağır aktığı bir ülkede, zamanın bile cesaret edemediği bir hikâye saklanırmış.
Rüzgâr, her estiğinde bu hikâyenin izlerini taşırmış; kimi zaman bir siperde kurumuş kanın kokusunda, kimi zaman da eski bir mektubun solmuş harflerinde fısıldarmış: "Her ihanet, bir gülüşle başlar..."
Bir ülkenin kalbinde, iki kardeş büyürmüş aynı toprağın, aynı ekmeğin, aynı annenin duasında. Biri ateşmiş, biri duman. Biri gökyüzüne bakıp yıldızları sayarken, diğeri yerdeki gölgeleri sayarmış. Habil ile Kabil'in kaderi gibi, onların kaderi de birbirine düğümlüymüş. kanla, yeminle, ihanetle...
Ve bir gece, yıldızlar tanıklık etmiş birbirine sırt çeviren iki kardeşe. Kurşunlar susmuş, vicdanlar konuşmuş. Bir hain çıkmış içlerinden. Ama kimdi? İşte hikâye burada başlamış.
Masal bu ya...
Kurşunlar kadar ağır yeminler edilmiş,
Gözyaşıyla yazılmış mektuplar yırtılmış,
Ve bir çift göz, yıllar sonra hâlâ aynı ismi fısıldamış:
"Kardeşim..."
İşte şimdi başlıyordu asıl hikâye.
Aşkın gölgesinde saklanan ihanetle,
İhanetin kalbinden çıkan bir aşk hikâyesiyle.
Ve bir kardeşin, diğerini hem sevip hem yok etmek zorunda kaldığı o geceyle...