Gözlerini gözlerime sabitleyerek parmağını yavaşça yüzümde gezdirdi. ''Neler yapabileceğim hakkında hiçbir fikrin yok.'' diye fısıldadı. Dokunduğu yerler alevlenmeyi bekleyen bir soba gibi yanmaya başladığında içimden kendime küfür etmiştim. Bu halimden ve sessizliğimden tatmin olan Uras ayağa kalkarak yeniden benden birkaç adım uzaklaştı. Pantolonunu çıkarak göle doğru yürümeye başladığında yerimden doğruldum. Bacaklarımı kendime çekerek onu izlemeye başladım.
''Buranın adının neden Lerna olduğunu biliyor musun?''
''Hayır.'' dedim ona bakmayı sürdürürken.
''Yunan mitolojisinde Lerna gölü katillerin günahlarından arınmak için yıkanmaya geldikleri göl olarak geçer.'' dedi ve sonunda bana döndü.
''Sence burada yıkanırsak günahlarımızdan arınır mıyız?''