Bu kitap sırdır ve dünya yok olana kadar sır olarak kalacaktır. Kızın gözünden bir damla yaş aktı. Yavaşça yanağına süzüldü. Tam yere damlayacakken erkek yanan elini uzattı, gözyaşı işaret parmağının üstüne damladı. Parmak boğumuna, kurumuş kanın üzerine doğru aktı. Kan çözüldü birden, sıvılaştı ve bütün elini kapladı. Eli kandan görünmüyordu. Erkek tuhaf bir şekilde elini izliyordu. Birden bütün kan çekildi, geriye eski haline dönmüş eli kaldı. Şaşırmamak elde değildi, nasıl olurda nefret ettiği insaoğlu ona elini tekrar verebildi? Hem de gözyaşlarıyla. Oysa bilmiyordu erkek, mutluluğun sadece gözyaşlarının ardında olduğunu. O gece sabaha kadar kızı izledi, uyurken sayıkladığını duydu. Sabaha karşı erkek yine kendini elma ağacının dibinde buldu. Biraz uzandı, gözlerini kapattı. Kızın gözleri belirdi bir anda zihninde, nasıl da güzeldi. Erkek bir anda ayağa fırladı, kendi düşüncesinden utandı. Nasıl bu kadar aptal davranabilmişti. Alması gereken bir intikamı vardı. Kızdan nefret ettiğini düşündü, ondan da intikam almak istedi, içinde yanan intikam ateşiyle elma ağacını tutuşturdu. Zevkle karşısına geçip izlemeye başladı, kızın tek gidebileceği yeri de elinden almıştı... ÇOK YAKINDA