***
Selam, böyle bir yazıya bu şekilde başlamak biraz garip oldu ama beni anlamalısın, biraz heyecanlıyım. Aylardır içimde tuttuğum, gizlemek için ter döktüğüm bir şeyi açıklayacağım sana. 21. Yüzyılda niye bu şekilde, diyorsundur içinden. Cevap vermek gerekirse karşına çıkıp bunları söyleme cesareti bulamıyorum kendimde. Anacak bu şekilde açıklanabileceğimi düşündüm. Şimdiye kadar ne söyleyeceğimi anlamışsındır zaten, sen akıllısın. Seni çok seviyorum, senden kesinlikle bir şey beklemiyorum. Ama olur da senin içinde de bana karşı en ufak bir şey varsa bunu bilmek istiyorum, bir olup olamayacağımızı...
Bir saat sonra seni kütüphanede bekliyor olacağım, Eğer gelirsen ikimizi artık bir göreceğim. -Hazal Kaya
Bu mektubu, Berk'e yazdım fakat bir yanlışlık oldu ve beklediğim cevap Berk'ten değil bir başkasından geldi.
"Bende, seni seviyorum."
***
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...