KIZIL ATEŞ
  • LECTURAS 256
  • Votos 131
  • Partes 7
  • LECTURAS 256
  • Votos 131
  • Partes 7
Continúa, Has publicado ene 14, 2021
Simsiyah saçlarına, buğday tenine rağmen herkes onu KIZIL ATEŞ diye bilirdi.

Çünkü onun hergün biraz daha kızılın en koyu tonuna dönen kanlı gözleri, intikamı uğruna kainatı gözünü kırpmadan yakacak ateşli bir öfkesi vardı.
Kendi deyimi ile o, çoğalmasın diye  kendi gibi olanlara savaş açan bir ucubeydi.
Todos los derechos reservados
Regístrate para añadir KIZIL ATEŞ a tu biblioteca y recibir actualizaciones
O
#108virüs
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
KIZIL GECE  de DuruMavii
85 Partes Concluida
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
YIRTICI GÖZLER cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
FIRTINA ZAMANI  cover
Azrathia'nın kamçısı cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
BAŞ BELASI/ *Yarı texing* cover
KIZIL KURT_2 ( Mühür) cover
Ejderhanın Tutsağı cover
Yılan Yuvası cover

KIZIL GECE

85 Partes Concluida

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.