"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?"
Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
"Aslında bakarsanız-"
Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime sarılan kol bana mani olmuş ve aşinası olduğum o ses varlığını belli etmişti.
Gözlerim, yanımda beliren Cihangir'e kaydığında o hiç bana bakmadan karşımızdaki adamın omzuna sert olabilecek şekilde iki kere vurmuş ve ölüm bahşeden tehditvari bir sesle konuşmuştu.
"Yok koçum, bekar değil..."
Lacivert gözleri bir savaş habercisi gibi bana döndüğünde, varlığımı ahraz kılmak için yemin etmişti.
"Kendisi adını söylerken, yanına soyadımı eklemeyi unuttu."
~Tüm hakları gözü kara, kalbi yara olanlarda saklıdır.
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çalışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?
•
Arkamı döndüm ve apartmanın girişine doğru ilerledim. Kapıyı açmak için bir hamle yapacakken sesini duydum. "Alin!"
Omzumun üzerinde ona baktım. Dudaklarındaki o güzel kıvrılma görülmeye değerdi. "Sevgilim veya bir flörtüm olursa, bu yalnızca sen olursun."