"Her şey bir oyundu Evrim Ayar!" Bakışlarım sahnenin ortasında elinde mikrofon ile duran Savaş'ı buldu. Anlamsız bakışlar eşliğinde ona bakarken Serkay elimi tutmasıyla ona baktım. Herkesin bakışları ben ve Savaş arasında gidip gelirken Savaş devam etti. "Şuan yanındaki adam aslında bir iddia uğruna elini tutuyor!" Kalp atışlarım hızlanırken gözlerim Serkayı buldu. Gözleri dolmuştu. Hayır hayır gerçek olamaz değil mi? "Seni sevdiğimi düşünüp eskilerin intikamını almak için iddiaya girdi ve-" Elimi kaldırıp Savaş'ın susmasını sağladım ve elimi hızla onun ellerinin arasından çekip sahneye doğru yürüdüm. Arkamdan Evrim diye seslenirken durmadım. Gözlerimin dolmasını aldırmadan sahneye çıktım ve mikrofonu elime aldım. Tüm gözler bendeyken gözlerimi bir çift mavi gözlere çevirdim. "Tebrik ederim Serkay Yetginer. İddiayı kazandın ama beni bir ömür boyu kaybettin!" Gözlerimden yaşlar birer birer akarken elimin tersi ile sildim. Sahneden hızla inerken mekanın çıkışına doğru koşup kendimi dışarıya attım. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağarken aldırmazken elim göğsünü buldu. Nefes alamıyordum. Nereye gittiğimi bilmeden gözlerimden yaşlar eksilmeksizin caddede yürüyordum. Ayaklarım beni daha fazla taşıyamayacağını fark edince boş bank görmemle oturdum. Burası beni ilk öptüğü yerdi . Ağlamam şiddetlenirken avazımın çıktığı kadar bağırdım. "Nefretim kadar acı çekmeni istiyorum Serkay Yetginer!"
10 parts