Ve o anda afalladı zihinleri ... Buzdan bir el , korkutucu bir soğuklukla bir yaklaşıp bir uzaklaşıyor , sanki onlarla oyun oynuyordu ...
Yakalamaya çalıştılar ; o soğuk , buzdan eli , bir yere hapsetmeye çalıştılar . Bir kafese , bir zihine ya da herhangi bir şeye ...
Başaramadılar.
Nefesleri kesildi , göremez , dokunamaz oldular . Hissettikleri tüm o gerçeklik , bir bir yok olurken izlemek zorunda bırakıldılar. Değer verdikleri her şey bir bir yok olurken her saniye acıları katlandı . Büyüdü , büyüdü , kocaman bir okyanusa dönüştü .
Fakat saldıramadılar.
Önce değer verdikleri her şey , tüm gerçeklik yok olurken , sonra sıra onlara geldi . Hepsi bir bir yok olurken çığlıkları her tarafa yayıldı... Toprak , hava , su ve ateş tüm o çığlıkları soğurup içine çekti . Ve geride kalanlar bir yemin etti .
Kaybettiklerinin sebebi olanları yok edeceklerdi ...
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa...
Neler olur?