❗️UYARI: Hikaye yer yer şiddet ve olumsuz örnek oluşturabilecek anlatılar içermektedir. Özellikle psikolojik olarak aşırı hassas kişilerin dikkatli okuması/ belirli bölümleri okumaması tavsiye edilir.
Bu hikâye Mucize Doktor dizisindeki Doruk Özütürk karakterinden ilham alınarak yazılmış olup, dünyadaki en patolojik iki mevzu olan savaşlar ve hastalıklar ile aynı anda baş etmek durumunda olan tüm askerî doktorlara ithaf edilmiştir.
Dalgaların hırçın sesini duymak istediği için kulaklığını çıkarıp siyah deri ceketinin cebine attı. Eski pozisyonuna dönerken yanındaki koltukta bir kitap gördü. Unutulmuşa benziyordu, kim bilir belki de biri bilerek bırakmıştı. Hafif hafif yağan yağmurun kapağının kenarını ıslatmış olduğu kitabı eline aldı. İsmine bakmadan rastgele bir sayfa açtığında neden direkt oranın açıldığını anlamıştı. Sayfa 174 ile 175'in arasında yarısı içilmiş ardından kanaatince o sayfada terkedilmiş bir sigara izmariti vardı. "Kim bıraktıysa bu sayfada baya dertlenmiş," diye düşündü gözlerini satırlarda gezdirirken. Bir şiir kitabıydı elindeki. Bir mısraya denk geldi sonra, onu uzun uzun düşündüren bir mısra. Bir kaç saniye boş bakışlarla kitabı seyretti. Harfleri, noktalama işaretlerini... Sonra başını kaldırıp uzun uzun marmarayı soludu yeniden, beyninde aynı mısra dönerken.
"Yargı kesin, acı duymak ruhun fiyakasıdır."
🌊