DÖVÜŞ OYUNU | MÂHÎ BİR
  • Reads 30,698
  • Votes 1,672
  • Parts 28
  • Reads 30,698
  • Votes 1,672
  • Parts 28
Ongoing, First published Jan 26, 2021
Mature
❝Bir travma, sizi nereye kadar ulaştırabilir?❞

Küllerinden doğan vardı, bir de ölümünün ardından küllerini gömen. 
Genç kadın ise ikisini de olamayacak kadar yaralıydı.
Aybeniz Asya Akyüz. Ruhu, bir sonbahar ayında, yalnız bir bankta canice katledilmişti.
Genç kadın, yalanlarla süslenmiş bir bankta terk edilmişti.
Zihnine tozlu elleriyle bastırmış, gücünü siyaha boyadığı kalbinden almıştı. Öldüğü bankta yeniden dirilmiş, hatalar yapmış ama en çok da hatalarından ders almıştı. Kendine güvenmiş, sırtını doğrultmuş ve yaşamına devam etmişti.

Ta ki, o güne dek.
Celâl Yiğit Karakaya. Bir terör örgütü tarafından ülkeye sürüklenerek geri getirilmişti.
Artık cevapsız sorular vardı. Ve o sorularla boğuşması gereken bir polis.

Dünya tersine döndü, yangınlar bir bir söndü. Yangınları söndüren genç kadının sıcak nefesiydi. Oyunlar genç kadını alaşağı etti, fakat genç kadın biliyordu ki, oyunbozan olmadığı müddetçe kaybedeceği bir oyunun tam da ortasındaydı.
Saat, tersine döndü.
Dördü on üç geçe durdu.
Genç kadının fısıltısı dünya için bir haykırıştı.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı.
꧂
"Sensizken ruhumu katlettim," diye adımladı bedenime doğru. Tam da o anda soluklarım kesilmiş, zihnim ruhuma küsmüştü. Avuçlarımı birer yumruk hâline getirdim, sertçe yutkunabildim, belki bir işe yarardı; belki geçmişi bir kenara fırlatabilmeme yarardı. O an bir adım daha attı bana, vücutlarımızın arasında santimler kalmıştı.
Sonra usulca vücudunu eğdi, iyice yanıma sokuldu. Ciğerlerime doluşan ferah kokusu beni yıkıp bitirebilmek için uğraşıyordu. Siyaha çalan gözleri, tam da gözlerimdeydi. "Ve şimdi," diye fısıldadı. "Bana onu tekrar canlandırabilmem için umut veremezsin, il mio coure donna."
☙
11.02.2021
MÂHÎ SERİSİ, birinci kitap.
All Rights Reserved
Sign up to add DÖVÜŞ OYUNU | MÂHÎ BİR to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 by RapunzelSeviyor
19 parts Ongoing
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 10
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 cover
Kelebeğin Ömrü Kısalıyor (Düzenlenecek) cover
lord potter-black'in evi cover
Ateş'in Evi cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Köpek cover
Cehenneminden Alacaklıyım +18 cover
Asena ✯{gerçek ailem}✯ cover
TERAZİ  (Tamamlandı) cover
Aşiretmiş ( Gerçek ailem) cover

GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞

19 parts Ongoing

"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"