Yanında duran adamlarına bakarak kafasını hafifçe eğdi ve gözlerini bana değirmeye tenezzül etmeden, beni bu soğuk yerde bırakıp gitti.
Beni sonsuzluk kadar büyük bir intikam ateşine atıp gitti.
Yeniden doğma zamanıydı, her zamankinden daha güçlü, daha çok savaşan o kadını hayata döndürme vaktiydi.
Bundan sonra ben bile kendimden korkmalıydım.
-
Dağın Karanlık Yüzü, 3 kitaptan oluşan bir seridir. Tüm hikaye aynı kitap altında toplanacaktır.
Bu hikayedeki kişi ve kurumların, gerçek hayat ile ilişkisi bulunmamaktadır.
Vahşet ve cinsellik içerdiği için, 18 yaşından küçük okuyucuların okumamasını tavsiye ederim.
Tüm hakları saklıdır.
Yetişkin okurlar için uygundur!
Bir Mahalle Hikâyesi...
Çok daha fazlası...
✨
"Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı.
"Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi.
"Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?"
Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu.
"Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.