Gülümsedim ve bir iki adım geri gittim. "Bunu bana nasıl yapabildin?"
Bana bir adım atması ile elimi kaldırdıp onu durdurdum "Yaklaşma, sakın."
"İlayda bak-"
Sinir ile bağırdım "Bunca zaman beni kandırdın! Salak yerine koydun! Ne için ha?! Söyle ne için!"
Yanımdaki masadan aldığım herhangi bir şeyi ona fırlattım. Ani bir hareketle kurtuldu ve hızla bana yürüdü "Beni dinlemek zorundasın!"
Güldüm. Ama bu mutluluktan yoksun bir gülmeydi "Senin neyini dinleyeceğim ben be! Bunca zaman bana yalan söylediğini mi? Yoksa beni mal yerine koyup kukla gibi oynattığını mı?"
Kafasını hızla iki yana salladı "Ben seni kullanmadım İlayda."
"Sen beni kullandın Savaş. Sen beni mal yerine koydun ve kullandın." Ellerimi iki yana açtım ve sözlerime devam ettim "Al işte, karşındayım. Hep istediğin şeyi yap beni öldür ve başa geç. Hadi, yap bunu!"
Ellerimi tuttu "Seni öldürmeyeceğim bal. Hayır seni öldürmeyeceğim."
Soğuk gözlerle ona baktım "Neden hep istediğin bu değil miydi? Beni öldürmek. Al sana fırsat veriyorum, yok et beni bu dünaydan."
Kafasını iki yana salladı "Sen ölürsen, ben yaşayamam İlayda."
Güldüm "Ben ölürsem sen rahatlıkla yaşarsın Savaş. Şimdi al masadaki bıçağı ve planının sonunu uygula. Beni öldür."
"Seni öldürmeyeceğim! "
"Beni öldüreceksin!"
"Seni öldürmeyeceğim!"
"Beni öldürücek-"
Sözümü kesen onun dudaklarıydı.
^^^
İlayda Dolunay ve Savaş Hazar.
İki katil kalp, bir araya gelebilir mi?
Acı bal^