66. Sone
  • Reads 27,752
  • Votes 2,086
  • Parts 8
  • Reads 27,752
  • Votes 2,086
  • Parts 8
Ongoing, First published Jan 29, 2021
Mature
"Hayattaki tüm soyut kavramları somuta dökecek olsaydım eğer bunu bir satranç tahtasının üstüne dökerdim. İlk taşım piyon, şüphesiz umudum olurdu. Önemsemediğim, nasıl olsa bundan çok var dediğim, ilk vazgeçtiğim. İlk öne sürdüğüm. 
 İkinci taşım at, güvenmek olurdu. Çünkü güvenmek için önündeki engelleri aşabilmem gerekiyordu. Bir kere güvenirsin, taşı kaybedersen beklersin. İkinci atını oynatmak için yani ikinci kez güvenmek için cesaretinin olması gerekir. Oyun bitmeden bu taşı mutlaka öne sürersin. 
Mutlaka ikinci kez güvenmek istersin. 
Üçüncü taşım kale, şüphesiz sadakat olurdu. Hep aynı düzlemde ilerleyen, orada olduğundan emin olduğum, beni şaşırtmasını istemediğim his. 
Dördüncü taşım fil, başarı olurdu. Hep güçlü hissettiren, limiti olmayan. Üstelik ikinci bir şansı mutlaka veren.
 Beşinci taşım vezir, aşk olurdu. Her şeye gücü yeten, koruyup kollayan. Şah kadar önemli olan. Kolay kolay harcayamayacağın. 
Ve altıncı taşım şah, işte o ailemdi. Uğruna başarımı, sadakatimi, güvenimi, umudumu ve aşkımı harcadığım ailem. 
Kaybedersem oyunun da bittiği o güzel taşım. "
Bir adam girdi şehrin en ücra sokağından yalınayak. 
Bir kadın çıktı şehrin en işlek sokağından gardını kuşanarak. 
İnsanlığın hikayesi bir erkek ve bir kadının dünyaya gelmesi ile başladı. Bizim hikayemiz bir kadının ve bir adamın ölmesi ile başladı. 
Ölüm ve doğum. 
Bizi birbirine çeken ve daha büyük bir kuvvetle savuran olgu. 
Umudun karamsarlığa yenildiği, güvenin hayal kırıklığına dönüştüğü, sadakatin ihanetten ağır geldiği, yenilgilerin başarılardan üstün olduğunu görenlerin hikayesi. 
En önemlisi, kimin şah kimin vezir olduğunu bilmeyenlerin hikayesi. 
Firdevs & Cihan // 66. Sone.
All Rights Reserved
Sign up to add 66. Sone to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
36 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Fındık Tarlası cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
SARRAF cover
gay seks hikayeleri 1 cover
İMDADIM cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kara Gül  cover
GÖNÜL ŞİFASI cover

GECENİN İZİ

36 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....