"Mutlu musun?"
"Düştüm işte mutlu musun şimdi? Bunca yalana dolana ne gerek vardı ki, söyleseydin ben senin canını acıtmak istiyorum seni yakmak istiyorum diye ben seve seve izin verirdim sana"
"Şimdi kim beni kurtaracak, şimdi bu kurduğun oyunda kazanan kim olacak, ben mi yenildim yoksa sen mi?"
"Söylesene ben nasıl sana bir daha inanacam, nasıl bir daha güvenecem, nasıl seni tekrardan sevebilecem?"
"Sorduğum sorulara tek bir cevabın bile yok, olamaz da sen sevilmeye güvenilmeye layık biri değilmişsin ben bunca yıl içersinde boşa zaman harcamışım, beni yok etmene kendi elimle izin vermişim."
Bana bakamıyordu bile ateşine attığı beni inceleyemiyordu. Sadece dudaklarından çıkan tek bir cümle vardı; özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..
Birinin hayatını yok ettikten sonra özür dilemekte güzel hareketti, parçaladıktan, yıktıktan sonra iki kelimenin her şeyi düzelteceğini düşünmek ise tam bir kaçıklıktı. O beni yaktı. Ben ise onu karanlığa boğacaktım....
İlk yayınlanma tarihi: 30/01/2021
Gerçek ailem kurgusu!!!
Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar.
Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak?
Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi.
🤍
"Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi?
"Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı.
"Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!"
🤍
"Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım."
"Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı?
"Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim."
"Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?"
"Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."