"Mutlu musun?"
"Düştüm işte mutlu musun şimdi? Bunca yalana dolana ne gerek vardı ki, söyleseydin ben senin canını acıtmak istiyorum seni yakmak istiyorum diye ben seve seve izin verirdim sana"
"Şimdi kim beni kurtaracak, şimdi bu kurduğun oyunda kazanan kim olacak, ben mi yenildim yoksa sen mi?"
"Söylesene ben nasıl sana bir daha inanacam, nasıl bir daha güvenecem, nasıl seni tekrardan sevebilecem?"
"Sorduğum sorulara tek bir cevabın bile yok, olamaz da sen sevilmeye güvenilmeye layık biri değilmişsin ben bunca yıl içersinde boşa zaman harcamışım, beni yok etmene kendi elimle izin vermişim."
Bana bakamıyordu bile ateşine attığı beni inceleyemiyordu. Sadece dudaklarından çıkan tek bir cümle vardı; özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..
Birinin hayatını yok ettikten sonra özür dilemekte güzel hareketti, parçaladıktan, yıktıktan sonra iki kelimenin her şeyi düzelteceğini düşünmek ise tam bir kaçıklıktı. O beni yaktı. Ben ise onu karanlığa boğacaktım....
İlk yayınlanma tarihi: 30/01/2021
O kadar zıtlardı ki, biri kor iken diğeri serinleten bir içim su gibiydi.
İşin aslı da buydu zaten. Denge zıtlık gerektirirdi. Yanarsan denge bozulur, yakarsan tek kalırsın. Onu olduğu gibi bırak, avuçlarına dolsun. Seyre dur, sustuğun zamanların acısını o çıkartır.
**
Genç kız, ölen babasının hattını kapatsa dahi yazmaktan vazgeçecek gibi durmuyordu.
Tek tik çifte döndüğünde kader çizgisi onun için bir kez daha kırıldı.
☯
"Susma. Çünkü dudağının üstündeki o çukur derinleştiğinde istesen de konuşamayacaksın."