Huzursuzca yattığım yerden doğruldum. İçimi kaplayan sıkıntının her geçen saniye bedenimi biraz daha ele geçirdiğini hissettim. Üzerimdeki yorganı berberinde huzursuzluğu da alacakmışçasına kenara ittim. Bacaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp bir süre öyle bekledim. Değişen bişey olmamıştı. Yataktan çıkıp pencerenin önüne gittim perdeyi çekip arkama alarak kenar kısma oturdum. Gökyüzü kısımlara ayrılmış bazı kısımları kara kara bulutlar kaplamıştı. Bazı kısımlar yıldızların ışığıyla parıl parıl parlıyor, ayın bulutların arkasındaki görüntüsü göz kamaştırıyordu. Derin bir nefes aldım içimde eksikliğini hissettiğim ama tam olarak ne olduğunu bilmediğim bir hisle kafamı geriye yaslayıp gökyüzünün adım adım kararmasını izlemeye başladım. ~~~~~~ Oturduğum yerden kalkıp pencereye doğru yürümeye başladım. Nefesimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Açtığım pencereden dışarı sarktım. Dışarıda dondurucu bir soğuk vardı ama bu soğuk beni kendime getirmeye yetecek durumda değildi. İçim alev alev yanıyordu. Daha fazlasına ihtiyacım vardı. Pencereyi kapatma gereği duymadan kendimi terasa attım. Tir tir titriyordum ama nedeni soğuk değildi...