Kızıl kadın yanan evi izliyordu... Geç kalmıştı... Bütün denekler ölmüştü... Küçücük çocuklar ölmüştü... Bir kişi hariç... Kızıl kadın oradan ayrılıcakken ağlayan bir çocuğun sesini duydu. Etrafına bakındığında onu gördü. Hayatını değiştiricek olan çocuğu gördü. Kestane rengindeki saçları, kahverengi gözleri, minnacık burnu ve bedeniyle yanan binanın yanında oturmuştu. Elinde olan peluş ÖRÜMCEĞİ tutuyordu. Kızıl kadın koşarak çocuğun yanına gitti ve sıkıca sarıldı. "Sorun yok evlat." Çocuğu kaldırdı ve oradan uzaklaştı. Bilmiyordu ki hayatını değiştirecek olan kişinin bu çocuk olduğunu. Onu hayata bağlayan kişi olduğunu...