1 Ocak 1986 Gaziantep-Nizip
1985'in son gecesi 1986'nın ilk sabahı hava soğuk ve yağmurlu.Nizip'in Belkız mahallesinde tüm evlerin ışıkları kapalıyken tek bir evin ışığı yanıyordu.Bu Sarıkaya ailesinin eviydi.Gece'nin bir yarısı aniden aralarına katılan erkek bebeğin eve gelişi kutlanıyordu.Tüm aile toplanmış evde adeta bir cümbüş havası vardı.Halaylar,türküler,zılgıtlar,maşallahlar,hop hoplar,aman amanlar,cicili bicililer, biri giden biri gelen hediyeler,ileride çok canlar yakacak diyen teyzeleri halaları ,büyüyünce benim gibi olacak aslan yiğenim diyen amcaları dayıları,gururla oğluna bakan annesi ve babası,başından ayrılmayan ablası Cuma bebek gözlerini açtığı andan itibaren tüm ailenin göz bebeği olmuştu.Büyüdükçe çok şirin çok yakışıklı olsada aynı oranda da çok yaramazdı.3 yaşına kadar süren paşa keyfi Cuma'nın 4 yaşına girmesiyle son bulacak.Hayat tüm zalimliği ve heybetiyle küçük Cuma'nın karşısına dikilip ellerini tüm gücüyle Cumanın omzuna koyacaktı.Bakalım küçük Cuma omzundaki yüklere rağmen sapasağlam dimdik ayakta duracak mı yoksa hayat bir çok insana yaptığı gibi Cuma'nında belini büküp kambur bırakacak mı?
Ben Asel Sude içinde bir çok kişilik barındıran o kişi bazen Sude kişiliğim ortaya çıkar fakat bu kısa sürer ve yalnızken çıkar en masum kişiliğim sudedir çünkü bir çocuk masumdur karanlık kraliçe kişiliğim ise acımasız ve
Masum olacak son kişi bir de kafes dövüşünde gösterdiğim asil kurt var onun ne yapacağı belli olmaz bazen sakindir bazen ise öfkeli
Son kişiliğim ise herkese gösterdiğim Asel sert aşilmayacak duvarları olan kişiliğim
Sinir krizleri her an kapıda ve ben artık savaşmaktan güçlü görünmekten yoruldum...