"Bana inanmam için sebep yok demiştin ya." Titreyen ve buz kesmiş ellerimde hissettim ilk defa ellerini. Benimkinden daha soğuktu. Yavaş bir şekilde önüne çekti, sırtım göğsüne yaslandı. "Bak.." dedi nefesi ensemden tişörtümün içine yayılırken. Kamelyada oturan annemi, ablamı ve Defne'yi gösteriyordu kemikli parmağı. "İnanman için en büyük sebep, gör." Annemin yüzünden okunuyordu yorgunluğu. Ablamın gözleri hâlâ kıpkırmızıydı, uzun zamandır da gözlerinin akını gördüğümü hatırlamıyordum. Defne'm... Her şeyden habersiz ablamın eliyle oynuyordu. Avucundaki elimi önüme geçerek kalbine koydu. "İnanman için belki hiç bir anlamı olmayan ama benim yoluna ölüp ölüp dirildiğim bir sebep, hisset."