Ruhlarımız bedenlerini bırakmış, birbirlerine kenetlenmişti. Sanki hiç bırakmak istemezcesine boyunlarının sadece birbirlerine ait olan o bölgesinden yaşamları boyunca sadece birbirlerine ait olan o kokuyu hapsediyorlardı. Hem ciğerleri doldu o muhteşem kokularla hem de ruhları boyandı.
Ayrılmayalım dedi. Hiç ayrılmayım hep dans edelim sevdiğim, sen benim ışığım ol meleğim, hiç kaybolmayayım dedi. Ama illa ki kaybolacaksam bırak sende kaybolayım, bir tek sana hapsolayım...
Gece öylece baktı karşısındaki adama. Ne ara sevdi bilmiyordu. Şıpsevdi birisi de değildi ki! Kimseye açmamıştı o buzdan kalbini, bu adam nasıl onun sevdiği olmuştu?
Nasıl bir anda muptela olmuştu kokusuna?
Ayrılmayalım dedi. Hep dans edelim sevgilim, ruhlarımız birbirleri ile kavrulsun... Külleri kalbimize savrulsun...
Söylendi kendi kendine genç adam " Ruhum bedenimde hapis olduğu sürece, Gece'de bende hapis olacak ruhlarımız birlikte harmanlanacak."