Ceset kokan bir caddeye adımımı atar atmaz, ciğerlerimi dolduran yanık ten kokusu dayanılmazdı. Ellerim, burnumu kapatmamak için büyük bir çaba harcarken, bakışlarımı bir an olsun yerde gezdirmemeye çalıştım. Etraf karanlık olmasına rağmen, artık yerlerini ezberlediğim bu cehennemde yine tek başımaydım. Başım yavaşça aşağıya indi ve titreyen ellerimi buldu. Kırmızıya bulanan yerlere, elbisemde eşlik ediyordu. Saçlarım dağınık, salık bir şekilde ıslaktı. Karşımdaki heybetli kale, içindeki alevlerin harlarıyla birlikte rotamı belirliyordu. Adımlarım acelesiz bir şekilde kalenin tam önünde durdu. Belki kırmızı bir halımız yoktu yürüyecek; Ama, yerdeki kan hiç yerini aratmıyordu. İçeriye adımladım. Büyük holde, iki merdiven beni karşıladı. Yolunu bildiğim basamakları, sağ tarafa adımlayarak sürdürdüm. Ve, işte. Karşımda duran heybetli vücut, ayağa kalkarak yanıma ulaştı. Elleri ile etrafı kucaklarken, sert sesine nazaran yüzü memnuniyetini gösteriyordu. " Cehennemine hoş geldin Gerdenya! "
3 parts