Senden Kalanlar Dildâde (IV)
32 parts Complete Aldığınız bir kararın yüzünüze söylenmesi
mi daha zordur aslında yoksa bir başkasının da aynı kararı alması mı? Belki biri, belki de ikisi. Benim için mi, hiçbiri...
Sevdiğim adamla çıktığım bu yolda benim için zor olan, geçmişin acılarıydı hayatımda. Biz geçmişi bırakıp geleceğe emin adımlar atmak isterken geçmişin peşimizi bırakmamasıydı aslında.
Tek bir şey istemiştim hayattan, mutlu olmak. Ve hayatın bana vermediği tek şey vardı, yine mutlu olmak. Mutluluk kelimesi bile yabancıydı artık bana, ben bir tek hüznü bilirdim hayatımda.
Ulaç ve ben... Birbirine yabancı ve birbirinden uzak iki kişi. Tanışmamız tesadüftü belki benim için ama onun için her şey planlıydı. Tek planlı olmayansa bana duyduğu aşktı. Çünkü aşk plana sadık kalmazdı.
İntikamlarn başlattığı bir aşk hikayesi değildi bizimkisi. İntikamları bitirmek uğruna yaşanan günlerde doğan, sancılı ama bir o kadar da tutkulu bir aşk hikayesiydi...
İki tüy tanesi gibi düştük gökten yere. Birimiz rengarenkti birimiz simsiyah. Zaman ikimizi de tozlu yolların tozuna bulaştırmış zifiri karanlıklara dönüştürmüştü. Ama ikimiz de o karanlıktan çıkmış kendi rengimizi katmıştık dünyaya. Lakin bilmiyorduk ki ağlayan gökyüzünün o renkleri sileceğini, bilmiyorduk ki o renkleri silip yerine güzel ama tek bir renk ortaya çıkaracağını...
"Ben renklerden nefret ederdim Ulaç, sen sevdirdin. Ruhumu karanlığa gizlemiştim, sen çıkardın. Bana ışık oldun, demiştin. Söylesene sevgilim, ay parçasını cennetinde ölümsüzlüğe kavuşturmadan mı bitecek bu hikaye?" Sustum ama cevap vermedi. Ben de son kez seslendim ona, yitirdiğim son bir umutla." Masal gibiymişsin, bir yokmuş bir varmışsın... "