Şık bir takım elbise giymiş, Yakışıklı bir genç adam İstanbulun boğaz kenarında, bir akşam vakti dolaşıyordu. Geçerken şarap içen yaşı aşağı yukarı 50 olan, saçı sakalı birbirine karışmış sarhoş adama bakıp sordu. "Derdin nedir?" "Karı terk etti. Mal mülk ne varsa kumarda kaybettim. Çocuklarım herşeyimi kaybettiğimden beni görmeyi bırak aramıyorlar bile. Daha sayayım mı?" "Gerek yok. Gerek yok da kaybettiğin her şeyi geri almak için ruhunu Şeytana satmaya hazır mısın?" yaşlı sarhoş bir anda ayılmış gibi oldu. "Kardeş sen benden daha sarhoş sun galiba. Baksana şeytan olduğunu söylüyorsun." "Yok Yok öyle değil. Ben daha çok bir aracıyım. Bak şimdi. Ben sana az önce kaybettiğini söylediğin her şeyi geri almana yardım edeceğim. Sende bana bir iyilik borçlu olacaksın. Vakti geldiğinde de ben sana gelip borcun olan iyiliği geri isteyeceğim. Sonra bir daha anlaşma yapmak isteyene kadar benim yüzümü görmeyecek sin." dedi genç adam. "Başka bir şey yok mu?" diye sordu yaşlı adam. "Karşı iyiliğik olarak her şeyi isteyebilecek olmam dışında... Bu dünyada başka bir şey yok. Eee ne diyorsun? Var mısın, Yok mu?" "O zaman anlaştık" Yaşlı adam söyledikten sonra Aracının mavi tam alevlerin içinde ince ince mor Alev tutamları olan elini sıktı. (Yukarıdaki örnek metin sanırım size bir kaç fikir vermiştir.)
5 parts