Sırlar, sırlar ve daha fazla sırlar.... Herkesin bir sırrı var peki ya bunlar açığa çıkarsa? Bu yükleri kaldırabilir miydim? Bilmiyorum.. Kendimi keşfetme macerada herkes benden bir şeyler saklarken kime güvenebilirdim ki... Benim adım Rüya Aksoy ve bu benim hikayem..
01/01/2014 Gecesi...
Kim bilebilirdi ki doğum günümü nefret ettirecek o gece..
Gece her zaman ki gibi bilgisayarımda oyun oynayarak geçiriyordum ta ki pat küt sesler duyana kadar..
İlk başta aldırış etmedim rüzgardır diye umursamadım. Gözlerim gökyüzüne kaydı masmavi idi. Ay ise dolunay olmuştu ama bir tuhaflık vardı sanki ayın bir parçası kararmaya başlamıştı. Herhalde sabah oluyor diyerek bilgisayarımın sağ alt köşesindeki saate baktım. 3.35 i gösteriyordu. Bilgisayara bugünün tarihini yazdım ve son dakika gelişmeleri okumak için bir sayfaya tıklamıştım ama pencerede gördüğüm siyah silüet benim dikkatimi çekmişti. Kimdi o ve bu, saatte ne işi vardı? Gerilmiştim.
Ama merak hissi daha fazla ağır basmıştı.. Merak ettiğim için kendime sinirlendim. Boşversene ne hali varsa görsün dedim
kendime ama beynim tam tersini yaptı ve pencereyi açtım. '' HEY KİMSİN SEN? " gerçekten cevap vereceğini falan mı sanmıştım. Ama o an bişi oldu siyah siluet duraksamıştı. Bana dönmesini beklemiştim ama dönmemişti sadece orada öylece durmuştu. Koşarak merdivenlerden inip annemle babamın odasına girdim ilginç bir şekilde ikiside yerinde yoktu. Korkmaya başladım hemen dışarıya koşmaya başladım. Çıplak ayaklarım soğuk çimenlerle buluşmuştu. Ayaz serinliği ise tenime vuruyordu. Silüeti görmek umuduyla dışarı çıkmıştım ama o orada yoktu..
"BABA! ANNE!" sessizlik... Kalbim korkudan yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ümidi kesmeyerek bağırmaya devam ettim. "ANNE! BABA!" bi anda çalı sesi duydum ve ümitle o tarafa koştum. Annemle babama bişi olacak düşüncesiyle adımlarımTutti i diritti riservati