-Ya bıraksana beni ! Ne istiyorsun benden? Gitsene sevgiline! Dedim tuttuğu kolumu çekiştirerek. -Benim sevgilim falan yok bu siktiğimin konusunu daha kaç kere konuşacağız?! Bir anda bağırmasıyla bir adım geri attım. Tekrar kolumu çekiştirerek kurtarmaya çalıştım ama nafile.Bir an önce kolumu bırakmasını ve buradan defolup gitmek istiyordum. Çünkü biraz daha burada kalırsam olduğum yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlama olasılığım son derece yüksekti. Daha fazla bu berbat duruma tahammül edememiş olmalı ki boş elini enseme koyarak başımı göğsüne yasladı. İstemsizce derin bir nefes aldığımda dünyanın en güzel kokusu olduğunu düşündüğüm kokusu burnuma doldu. Çenesini başıma yaslayıp o da benim gibi derin bir nefes çekti içine. -Kalbimin sesini duyuyor musun? Dedi saçlarımın içine doğru fısıldayarak. Evet duyuyordum ama benim kalbim de yerinden çıkacakmış gibi attığı için ayırt edemiyordum. -Belki de kalpleriniz sizin kadar inatçı değildir ve artık birbirine kavuşmak için bu şekilde yerinden çıkmak istercesine atıyordur. Diyen iç sesime normal zamanda göz devirirdim ama bu kadar duygu yoğunluğunda bunu yapabileceğimi hiç sanmıyordum. Benden cevap beklemeden tekrar fısıldadı boğuk bir sesle. -İşte bu kalp senin ve yalnızca senin için böylesine çıldırıyor.All Rights Reserved