•••
Kim sadık kabuslarından kaçabiliyordu ki ben yakamı kurtaracaktım bu korkudan?
Bütün çabam kurtulmak için değil miydi? Tek isteğim beni hayatta tutacak güce sahip olmak değil miydi?
"Bu işte yalnızız Zeynep."
Ben zaten yalnızdım, dedim içimden, yeşil gözlerin sahibine gururlu bir gülümsemeyle bakarken.
Ben, kısacık ömrümün bu anına kadar hep yalnızdım, verdiğim savaşımda.
Kaçmak için giriştiğim mücadelemin tek bir anına şahit olsaydı eğer, bir başıma çırpınışımı görür, bunun benim için önemli olmadığını bilirdi.
"Ben yalnızlıktan hiç korkmadım... Ama sen?"
Belki yol arkadaşını süzdü beni dikkatle izlerken, belki de suç ortağını tarttı bir kez daha emin olabilmek için.
Bu işte ortak olmaya layık mıydım?
O intikam istiyordu, ben başka bir intikamın kurbanı olmaktan kurtulmak...
"Sen, Ata?"
Yerde, acılar içinde, acınası haline aldırmadan boyundan büyük işlere kalkışan yorgun bedenime doğru uzattı elini.
Tanımadan, tanışmadan, daha iki yabancıyken tuttum o eli. Ortak acılarımız, farklı zerrelerimizde aynı yaralarımız varmış meğer, bilmeden...
Ne kaybedebilirdik ki canımızdan başka? Neyi feda etmekten korkabilirdik?
Bir hiçti hayatım ama azrail düşmüştü peşime, sanki geleceğe dair yaşama hevesimin kokusunu almış gibi.
Ata, bana o geleceği verebilir miydi?
Tam burada, aklımdakilerden habersiz beni bir kukla gibi kullanacağını sanırken...
Zamanı geldiğinde, onu öldür dediğimde... bu ortaklığın karşılığını verebilecek miydi?
Ah Ata...
Sen beni kurban etmiştin bilmeden, ben de seni.
Senin, çıkmazından kurtulduğun yolundu, en derinlerde birbirimize körkütük bağlanmamız; benim ise büyüdüğüm yol.
•••
•İlk Yayım Tarihi 28.02.2021•
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.