İki kırık ruh.Onlar acımazsız değil,günahkar değil.Sadece kırık. Geçmiş yeniden ortaya çıktığında ve kaçtıkları şeyleri tekrardan karşılarında bulduklarında yok olan şeyler maskeler mi olacaktı onlar mı? Farkında olmadan birbirini tamamlayan bu iki kırık ruh tanışmadan önce bile bağlıysa? Peki birbirlerini bulmak için bir kişi yeter miydi? *** "Bunu yapabileceğini biliyorsun bebeğim" Aradan 2 yıl geçmesine rağmen ilk kez maskem yüzümden ben fark etmeden düşmüştü ve canavarım tekrardan uyanmıştı.Değiştiğimi fark edememiştim ama değişmiştim işte.Kafamdaki ses 'sen zaten busun' diye fısıldadı.Ama böyle olmadığımı biliyordum.En azından önceden bu halde olmadığımı biliyordum. Bana korku dolu gözlerle bakan çocuğa gözümü diktim.Pars ne yapacağımı bilmişcesine sırıtarak bana bakıyordu ama bu sefer ona uyup istediğini yapmayacaktım.Ben bu değildim.Yüzüme sırıtışı yerleştirip elimdeki bıçakla çocuğa yaklaştım.Ben yaklaştıkça o geriliyordu. Bıçağı fırlatarak yere saplanmasını sağladım.Eş zamanlı olarak çocuk da yerinde zıplamıştı.Buradan bir an önce gitmek istediğini ve neden burada olduğunu sorguladığını biliyordum.Ama dünya iki yüzlüydü ve o ilk kez karanlık yüzüyle karşılaşmıştı bu yüzden de korkuyordu. Ben iki yüzünü de tatmıştım.Ama bana karanlık tarafı bir anda sunulmamıştı.Alıştıra alıştıra vermişlerdi bana karanlığı.Gün geçtikçe kanıma işlemişlerdi acımasızlığı.Biz buyduk işte,zevk için öldürüyorduk. Nedensizce öldürüyorduk. Dilimi şıklatarak kafamı iki yana salladım ve kapının arkasından bizi izleyen Batu'yla göz göze geldim.Başından beri orada olduğunu biliyordum ama ona bir şey yapmalarından korkmuştum. Pars'ın yüzünde o asla anlayamadığım ifadeye baktım ve sırıttım. "Daha önceden de dediğim gibi...All Rights Reserved
1 part