GÖLGESİZ
  • Reads 1,289,307
  • Votes 72,149
  • Parts 28
  • Reads 1,289,307
  • Votes 72,149
  • Parts 28
Ongoing, First published Feb 20, 2021
1 new part
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok."  dedi umutsuzca. 

"Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim zikretmese de kalbim senin adınla çarpar..." dedim üzerine basa basa "Olmasın ayak izin ben kokundan anlarım geçtiğin yolları..." diye devam ettim sözlerime. İkimizde kilitlenmiş gibi birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Sesim o kadar netti ki, kısık sesle konuşuyor olmam bile anlaşılmaz gelmiyordu. "Varsın olmasın gölgen benim gölgem ikimize de yeter!" dedim kararlılıkla.


BU HİKAYE TAMAMEN KURGU OLUP KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR.

Kitap tasarım: birkadehsevgi-



Tanıtım tarihi: 21.02.2021

Yayınlanma tarihi: 21.09.2022
All Rights Reserved
Sign up to add GÖLGESİZ to your library and receive updates
or
#1ölüm
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
28 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
83 parts Ongoing
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
Mardin'e Tutsak.  by Jutenya_
87 parts Ongoing
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi mavi olması önemliydi. Her ton Hálin mavisi oluyordu. Başka bir yerde ilk Cemre diyen bir başka adam vardı. Genç kız için ilk Cemre diyen. İlk Cemre'si havaya değil gönlüne karışmıştı. O da sevdiği kız için Zerya'm diyordu. Onun dilin de Zerya yüreğim di. Yüreğim diyordu. Zerya Hálin iki ismin ayrı şekiller de iki adamın yüreğine düşmüş hali... Azad Saruhan karısının gözlerine bakıp "benim için Hálin'sin! Saruhan konağı için Hálin'sin! Mardin için Hálin'sin!"dedi. Zerya adamın gözlerine bakıp" senin için Hálin'im Mardin için Hálin'im beni sevenler için Zerya'yım "dedi... Adam karısının gözlerine bakıp yutkundu. O Hálin'di! Hálin yuva demekti. Onun yuvası oydu. Ellerini uzatıp onun gece karası saçlarına götürüp "sen benim yuvamsın "dedi. Acı bir berdel hikayesi. İlk görüşte aşk... 30.01.2023 Roman ve Zerya kategorisinde 1. Sırada BU HİKAYEDE Kİ OLAYLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KURUMLARLA İLGİLİSİ BULUNMAMAKTADIR. KİTABIN KURGUSU BANA AİTTİR. KURGUMUN SAHNELERİN KOPYALAYIP TAKLİT EDİLMESİ HALİNDE GEREKLİ HUKUKİ İŞLEMLER YAPILACAKTIR. #şiir kategorisinde 1. Sıra 12.07.2022 #roman kategorisinde 1. Sırada 0cak 2023 #roman kategorisinde 1. Sırada Mardin'e Tutsak ismiyle yazılan ilk ve tek kitaptır. Kapak tasarımı @merwanozcan_
DİVANE ✔️ by selmakeskin_
58 parts Complete
"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.
You may also like
Slide 1 of 19
GECENİN İZİ cover
PENÇELİ KARTAL |Texting  cover
Komutanım -texting ✔️ cover
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK cover
17 NUMARA | KİTAP OLDU cover
Kara Gül  cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
Zorba'nın Özel Asistan'ı  cover
Masamdan Çalıkuşuna Notlar cover
ŞİİRLERDE BİRAZ SEN cover
Mardin'e Tutsak.  cover
Mafya Bey'im/Texting✔️ cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
Lavin cover
SARKAÇ cover
İNTİZAR cover
KAPAK TASARIMLARI cover
DİVANE ✔️ cover
Kocamın Patronu cover

GECENİN İZİ

28 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....