Gogol 1809'da Ukrayna'daki Soroçintsi-Poltava yakınlarında doğdu. Renkli köy yaşamı, Kazak gelenekleri ve halk kültürüyle Ukrayna, Gogol'un çocukluğunun arka plânını oluşturuyordu. Orta hâlli toprak sahibi bir aileden gelen Gogol, 12 yaşında Nejin'deki liseye gönderildi. Burada iğneleyici dili, bir dergide yayımlanan şiirleri, yazıları ve okulda sahnelenen oyunlardaki mizah yeteneğiyle dikkati çekti. Memurluk, oyunculuk, şairlik gibi birçok işi denediyse de başarılı olamadı. Almanya'ya gitti; fakat parası bitince yeniden Petersbourg'a döndü. Bir yandan iş ararken bir yandan da dergilere yazılarını yolluyor, bu yazılarda Ukrayna'daki çocukluk anılarına sığınıyordu. Ukrayna'nın güneşli manzaraları, köylüler ve köyün kabadayı gençleriyle ilgili bütün anılarını kâğıda döktü. Şeytanlar, cadılar, cinler ve Ukrayna halk kültüründeki çeşitli fantastik öğelerle dolu öyküler yazdı. Halk kültürünün havasını yansıtması, Ukrayna sözcük ve deyişlerine yer vermesi Gogol'un alışılmışın dışına çıkan anlatımı sayesinde bu öyküler, Rus edebiyat dünyasında büyük ilgi topladı. Gogol başyapıtı olan Ölü Canların büyük bir bölümünü Roma'da yazmıştır. Bu roman serflik düzeni ve devlet yönetimindeki adaletsizlikleriyle feodal Rusya'yı yansıtır. Romanın kahramanı kibar dolandırıcı Çi-çikof, birkaç kez
servetini yitirdikten sonra kısa yoldan zengin olmaya karar verir. Çeşitli toprak sahiplerinden, yeni ölen, fakat henüz resmi kayıtlara geçmediğinden yaşıyor görünen serfleri (Rusya'daki adlarıyla "Canlar"ı) satın almaya başlar. Çiçikof bu "Canlar"ı bir bankaya rehine koyup, elde edeceği parayla saygıdeğer bir kişi olarak uzaktaki bir bölgeye yerleşmek amacındadır. Sonunda plânı ortaya
çıkan Çiçikof, kentten kaçar. Böylece serflerin hayvan gibi alınıp satıldığı Rusya'nın acıklı durumu sergilenir.
# Gençkurgu-- Fantastik #
# 3. Fantastik
# 1. Akademi
# 1. Büyü
# 1. Ejderha
# 1. Efsane
# 1. Elementler
# 1. Krallık
# 1.Takıntı
# 1. Savaş
- Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin !
Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı.
Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu.
- Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu.
- Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim.
****************
İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti.
Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.