KANUNSUZ
  • GELESEN 27,308
  • Stimmen 3,091
  • Teile 47
  • GELESEN 27,308
  • Stimmen 3,091
  • Teile 47
Abgeschlossene Geschichte, Zuerst veröffentlicht Feb. 23, 2021
Erwachseneninhalt
• Bu, doğanın ve insanların kanunlarına bir başkaldırı hikayesidir. 
 
"Uyu Sonay." diye mırıldandı gözlerini açmadan. "Bu kötü adam sabaha kadar seni koruyacak." 
Tedirginlikle yutkunmuştum. Gözlerim iyiyen iyiye kapanmaya başlamıştı. İçimde bir taraf, sedirden kalkıp Gurur'un omzuna başımı yaslamamı söylüyordu. 
"Uyuyacağım," diye fısıldadım, uykuya dalmak üzere olan gözlerimin izin verdiği son bir ferle. "Ama bir gün seninle dünyanın kanunları üzerine konuşacağız, Gurur Faysal."
Alle Rechte vorbehalten
Inhaltsverzeichnis
Melden Sie sich an und fügen Sie KANUNSUZ zu deiner Bibliothek hinzuzufügen und Updates zu erhalten
oder
Inhaltsrichtlinien
Vielleicht gefällt dir auch
Aşk ve Ceza (KİTAP OLUYOR) von C-erkul
43 Kapitel Laufend Erwachseneninhalt
"Ayaz... bu inanılmaz güzel," dedim hayranlıkla. Ayaz yavaşça doğruldu. Nazik bir hareketle kolyeyi boynuma taktı. Parmaklarım istemsizce kolyeye uzandı. Yüzeyindeki parıltı, gecenin yıldızlarını kıskandıracak kadar etkileyiciydi. Nefesim kesildi. O an Ayaz, ellerimi tuttu. Birini alıp kalbinin üzerine yerleştirdi. "Benim yıldızım sensin," dedi, gözlerimin ta içine bakarak. "Ve evim... senin kalbin." Yanaklarımda sıcacık bir kızıllık yükseldi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Dudaklarımız birbirine yaklaştı. Öyle narin, öyle masum bir öpücükle kalplerimiz birbirine mühürlendi. Zaman durdu. Gecenin sessizliği bile bu anı kutsar gibiydi. Tam o anda kolye, parıltısını bir anda katladı. Işık, boynumda bir his gibi dalga dalga yayıldı. Geri çekildim, nefesim hafifçe titriyordu. "Bu... his kolyesi mi?" dedim büyülenmiş gibi, gözlerimi ondan alamadan. Ayaz, dudaklarında tanıdık bir gülümsemeyle başını hafifçe eğdi. "Öyle mi acaba?" dedi sesi alayla karışık bir sıcaklık taşıyordu. Dudaklarını yeniden yaklaştırdı. "Tekrar deneyip emin olsak mı?" Gözlerini dudaklarıma kilitledi ve ardından bir kez daha öptü... Bu sefer daha derin, daha tutkulu, daha ait... Kolyenin yaydığı parıltı gözlerim kapalıyken bile tenime dokunuyordu. Sanki duygularımıza ayna tutan bir büyüydü. O gece... yıldızlar yalnızca bizim için parladı. Ay, sessizce şahitliğimizi üstlendi.
Gül İmparatorluğu (Tamamlandı) von funye49
57 Kapitel Abgeschlossene Geschichte
"Doğum günün kutlu olsun, gül güzeli." Gördü mü? Panikle arkamı dönüyorum, uzaklaşan sırtını buluyorum. Gördü mü yoksa tamamen tesadüf mü, bilemiyorum. Sormak istiyorum, soramıyorum. Öyle, beni bilir gibi seslenme diyemiyorum. En azından kuru bir teşekkür etsem, edemiyorum. Babam gibi sesleniyor, sonra babam gibi sırtını dönüp gidiyor. Mete Dilmen, düşündüğümden de tehlikeli çıkıyor. Ben savaşçı beklerken, o bana işçi gönderiyor. İmparatorluğun terk edilmiş sarayının tam yanına ilk tuğlayı dikiyor. *** Hem gülümseyeceğiniz, hem gözlerinizi dolduracak naif bir strateji oyununa davetlisiniz, Gülce ve Mete'nin hayatlarının tam ortasına! Bazılarınız ben bu oyunu küçükken oynamıştım diyecekler, bazılarınız ise bu oyunu hala her gün oynadığını söyleyecek. İkisi de doğru, biz bu oyunu küçükken ekranlarda büyürken günlük yaşamımızda sık sık gördük. Hepimiz eşi benzeri olmayan oyuncularız aslında. Hepimizin heybesinde varsayımları, olasılıkları ve stratejileri var. Önemli olan bu stratejilerin yanında, onlar uğruna yok sayılamayacak kadar değerli bir kalp taşıdığımızı da unutmamak. Bunu söylerken sadece kendimizinkini değil karşımızdakinin kalbini de kastediyorum, elbette. Neyse bu kadar gevezelik yeter, sizi artık Gül İmparatorluğu'na alalım! Mendillerinizi hazırlarken içlerine bir tane de pullu olanlardan koymayı unutmayın. Sadece göz yaşlarınızı silmek için değil kınada sallamak için de lazım olacaklar :) *** http://open.spotify.com/user/31qkhp7klkplruaqei6whna2pcqu/playlist/0rgFHEJzcSmene3AS04KG4 ***
YAMALI SEVDA  von Betulokssuz
33 Kapitel Laufend
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)  von Mavii_Bulutt345
62 Kapitel Laufend
(İki kitap tek bir kitap içerisinde yer almaktadır. Ek olarak bir başka kitap paylaşmak yerine buradan devam ettim, keyifli okumalar dilerim ^^) Bir kelebek geçti üstlerinden sonra da aşkın tohumlarını kadının kalbine düşürdü. Kelebek anlaştı toprakla, toprak o tohumların üstünü kapattı. Toprak anlaştı bulutla, bulut yağmur tanelerini bir bir düşürdü. Aşkın harmanladığı tohumlar bir bir yeşerdi. Kadın, haline itiraz etse de o binbir emekle büyüyen tohumları yerinden sökmek istemedi. Yaptığının yanlış olduğunu bile bile o tohumlara ihtiyacı olan güneşi teslim etti. Adam canını yakarken o daha çok sevdi sevdiğini. Adam her defasında onu sevdiğine pişman ederken o kalbinde yeşeren tohumlara tutundu. Mavi, yeşili sevdi bir gün kavuşma umuduyla. ... Bir anne var, kızı için kendinden bile vazgeçen... Bir baba var, kendi kızını kabullenmek istemeyen... Bir kız çocuğu var, hayatının en güzel günlerinde bir hastalık yüzünden acı çeken. Sırlar var hayatlarında, söylenmeyen sözler, istenmeyen doğrular... Bir aşk var ortada, kadının kalbini kor gibi yakan, adamın umrunda olmayan. Birleşmeyi bekleyen hayatlar var, zamanı gelince birleşmekten çekinmeyen. Zamanını bekleyen gerçekler var, hayatları alt üst etmeye yeminli. Bir kitap var, bunları ve birçok hayatı yazan, yaşatan. Tam da yukarıda anlatılan kitaptasınız ve her kitap başka hayatların kapılarını aralar. Bu kapıyı çalmanıza gerek yok çünkü bu kapı herkese sonuna kadar açıktır... Kitapları tozlu raflarından çekip almak da sizin elinizde, onu oraya koymak da. Ama şöyle bir şey var ki; Herkes bir şansı hak eder... Derin Yade Saraç & Emre Karahan Renkler serisi 1 Kitabın ilk defa Wattpad'de yayımlanma tarihi: 28.10.2018 Not; serideki kitaplar birbirlerinden bağımsızdır, istediğinizden başlayabilirsiniz. Kapak tasarım: Theguldesing aittir... #Em
MÜJGAN  von nhll__
32 Kapitel Laufend Erwachseneninhalt
🥀💔 "Ben gidiyorum Berfan. Bir daha dönmemek üzere gidiyorum." Kelimeler ağırdı, nefesi düzensizdi. Kalbinin çarpıntısı, göğsünü sıkıştırıyor, nefes almasına bile izin vermiyordu. Boğazındaki düğümü yutkundu ve ekledi: "Tek başıma." Sonda vurguladığı bu nefeslik cümle, bir bıçak gibi Berfan'ın içine saplandı. Yüreğini burkan bir sessizlik çöktü aralarına. "Biz!" diye haykırdı Berfan, gözleri koca bir çığlığı içinde tutmaya çalışırcasına parlıyordu. O tek kelime, yıkılan gururunun enkazında can çekişirken, ayaklarının altına batıyordu sanki. Ama umursamadı, acısını hiçe saydı. "Biz diye bir şey yok. Unut olanları." Acımasızca savurdu bu cümleyi Yusuf Karahan. Sesinde soğuk bir keskinlik vardı. O soğukluk, Berfan'ın içine işledi, iliklerine kadar titremesine sebep oldu. Gözleri kararmıştı. İçindeki öfkeyle birkaç adım attı ve göğsünden sertçe itti. Yusuf'un bir anlığına sendelemesine aldırmadan, gözyaşlarıyla harmanlanan sesiyle haykırdı: "Ne demek yok! Allah'ın cezası, ne demek 'biz' diye bir şey yok?" Nefesi düzensizdi, göğsü hiddetle inip kalkıyordu. "Dün gece... Dün gece benimle birlikte oldun sen!" dedi, sesi çatallaşmış, titremesi öfkeyle gölgelenmişti. "Sabah gittiğinde 'geleceğim' dedin... Ne değişti, hı? Söylesene, ne değişti de yine benden vazgeçtin?" 🥀 "Göreceksin!" diye tısladı, sesi zehir gibiydi. İki parmağının tırnaklarını birbirine bastırarak devam etti: "Gün gelecek..." Her kelimesi bir intikam yeminiydi. "Seni şu kadar sevmem için bana yalvaracaksın." Baş parmağıyla işaret parmağının arasındaki incecik boşluğu gösterdi. Gözleri, karşısındaki adamı delip geçecek gibi parlıyordu. "Ama ben o gün..." dedi, sesi alaycı bir acıyla titredi. "Bırak sevmeyi, senin yüzüne dahi bakmamak için ölmeyi tercih edeceğim!" Berfan&Yus
Venem  von Damlany
13 Kapitel Laufend Erwachseneninhalt
Venem 11/01/1772: Yıllar yıllar önce Veneme bir kar tanesi düştü. Uzun süredir beklenen kış, kendini şimdi gösteriyordu. Tüm Venem halkı bu durumun uğur olduğunu düşünmüştü. Lakin durum öyle değildi. Bu kar tanesi değişimin ve başlangıçın göstergisiydi.Belkide bu sadece görünen tarafıydı. "Bilemezlerdi,lanet denen meleğin bir nefes kadar yakın olduğunu. " Küçük kız kafasını annesinin başından kaldırdı. Meraklı ve uykulu gözlerle annesine baktı. "Anne eğer bilselerdi, herşey farklı olur muydu? " Annesi şevkatle kızının koyu kahverengi saçlarını sevdi. "Eğer bilselerdi de hiçbirşeyi değiştiremezlerdi meleğim." Krallık herkesi meydanda topladı. Herşeyin bu konuşmayla son bulacağını düşündüler, ama bu sadece bir yanılmaydı. Gerçek çok daha sinsi ve gizemliydi. "Sevgili halkım, yaşanılanlardan sonra Venemin ikiye ayrılmasına karar verilmiştir. " "Kara büyünün serbest olduğu krallığa SİS, Kara büyünün yasak olduğu krallığa ise SUS dendi." Küçük kız bir kere daha kafasını annesinin kucağından ayırdı. "Halk ne dedi peki anneciğim? " Annesinin suratında kızın içini ısıtan bir gülümseme peydahlandı. "Halk, kendi içinde krallıkları ikiye ayırdı. Ayın ilk dördüm evresinde ki gibi siyah beyaz diye ayırdılar. Yani İyi ve kötü dediler. " ------- Günümüz, "Bu hiçbir zaman iyi ve kötünün savaşı değildi. Bu savaş kötüler ve kötü olmaya zorunda kalanların savaşıydı." ------- " Peki anne hikayenin sonunda kim kazandı? " Annesinin gülüşü soldu. Küçük kız yanlış birşey söylediğini düşündü. "Henüz hikaye bitmedi anneciğim. Ama sana söz veriyorum, hikayenin bittiğini görmekle kalmayıp onu yazan sen olacaksın. Koca bir tarih ismini anacak ve senden bahsedecek. "
Vielleicht gefällt dir auch
Slide 1 of 10
Aşk ve Ceza (KİTAP OLUYOR) cover
LEYLA (Tamamlandı) HİKAYE KALDIRILACAKTIR cover
Gül İmparatorluğu (Tamamlandı) cover
YAMALI SEVDA  cover
KOR YAŞI cover
Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)  cover
MÜJGAN  cover
Hayalperest (Dreamer)  cover
Venem  cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover

Aşk ve Ceza (KİTAP OLUYOR)

43 Kapitel Laufend Erwachseneninhalt

"Ayaz... bu inanılmaz güzel," dedim hayranlıkla. Ayaz yavaşça doğruldu. Nazik bir hareketle kolyeyi boynuma taktı. Parmaklarım istemsizce kolyeye uzandı. Yüzeyindeki parıltı, gecenin yıldızlarını kıskandıracak kadar etkileyiciydi. Nefesim kesildi. O an Ayaz, ellerimi tuttu. Birini alıp kalbinin üzerine yerleştirdi. "Benim yıldızım sensin," dedi, gözlerimin ta içine bakarak. "Ve evim... senin kalbin." Yanaklarımda sıcacık bir kızıllık yükseldi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Dudaklarımız birbirine yaklaştı. Öyle narin, öyle masum bir öpücükle kalplerimiz birbirine mühürlendi. Zaman durdu. Gecenin sessizliği bile bu anı kutsar gibiydi. Tam o anda kolye, parıltısını bir anda katladı. Işık, boynumda bir his gibi dalga dalga yayıldı. Geri çekildim, nefesim hafifçe titriyordu. "Bu... his kolyesi mi?" dedim büyülenmiş gibi, gözlerimi ondan alamadan. Ayaz, dudaklarında tanıdık bir gülümsemeyle başını hafifçe eğdi. "Öyle mi acaba?" dedi sesi alayla karışık bir sıcaklık taşıyordu. Dudaklarını yeniden yaklaştırdı. "Tekrar deneyip emin olsak mı?" Gözlerini dudaklarıma kilitledi ve ardından bir kez daha öptü... Bu sefer daha derin, daha tutkulu, daha ait... Kolyenin yaydığı parıltı gözlerim kapalıyken bile tenime dokunuyordu. Sanki duygularımıza ayna tutan bir büyüydü. O gece... yıldızlar yalnızca bizim için parladı. Ay, sessizce şahitliğimizi üstlendi.