Kuş Uçuşu
  • Membaca 70,074
  • Suara 10,149
  • Bagian 28
  • Membaca 70,074
  • Suara 10,149
  • Bagian 28
Lengkap, Awal publikasi Feb 24, 2021
(CSK) serisi 1. Kitap. 

Bir gün seversin diye beklerken büyüdü içimde ne varsa. O gün hiç gelmedi. Ben şimdi vazgeçmiş olmamalıyım.
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan Kuş Uçuşu ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
atau
#70polisiye
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
PALURİ - Ar Si Ar Ma - RAFLARDA oleh Gercek_Masallar
1 Bagian Lengkap
İki genç kız; Arya ve Mahru.... "Gelen ani fren sesi ile ne olduğunu anlayamadan babasının altında kalmıştı Arya. Vücuduna giren minik sızıları hissediyor, o sızıların babasının gövdesinden geçerek kendisine ulaştığının ayrımına varıyor ancak bir türlü inanamıyordu olanlara... Tekrar duyulan bir patinaj sesi ile babası yan tarafına düşmüş, elini Arya'nın yanağına koymuş ve diğer eli ile artık nefes almayan karsının elini avuçlarının içine almıştı..." "Bir yatakta uzanıyordu Mahru, karşısında da bir adam oturuyordu. Uyanmasını bekliyordu belli... "Günaydın" dedi adam haince sırıtırken... Mahru irkildi. Bulunduğu durum yüzünden korktu, bir şey diyemedi... "Benden ne istiyorsunuz?" Fısıltıyla çıkmıştı sesi. SAhi ne istiyorlardı ondan? Gerçi şu durumda ne isteyebileceklerini tahmin ediyor ve bu daha da korkmasına sebep oluyordu ama.. "Uzatmayacağım lafı..." dedi adam oturduğu sandalyeden kalkarken. Mahru da o anda yataktan kalkmaya çalışmış, en azından hemen doğrulmuştu... Adam hafifçe gülümsedi kızın bu hareketine. El değmemişti bu kıza henüz, tahmin ediyordu bakire olduğunu. Onu sarhoşlara çerez yapmayacaktı. Daha büyük işler için kullanabilirdi..." İki deli fırtına; Ateş ve Gökdeniz... "-"Ulan ben size okul önlerinde satılmayacak bu meret dedim mi?" -"Abi.." -"Abini de sikecem seni de şerefsiz.." -"Alın bu şerefsizi... öyle bir hale getirin ki, cesedini görenler bir daha okul olan yerin üst sokağında bile takılmasınlar.. " -"Abi yapma.. abi evde ekmek bekleyen var..." Kesişen hayatlar ve mizah dolu bir macera... 'Ha', diye geçirdi içinden Arya... 'Yok yok merak etme.... Bu gün hatun düzmeye yarın boncuk dizmeye götürecek o deve beni...' diyemedi...
GECENİN İZİ oleh hisssizyazar
47 Bagian Sedang dalam proses
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
YAMALI SEVDA  oleh Betulokssuz
40 Bagian Lengkap
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
Oluru Var mı? oleh Solgun_Yazar
20 Bagian Sedang dalam proses
Hira arkasından müjdenin şaşkın serzenişini duydu. "Gördüğünü keşke bize de söylesen!" Bu sırada terminale doğru ilerleyen alper yiğit tanıdık sesi duyunca önce adımları durdu sonra şaşkınca arkasına baktı. İşte o an ona deli gibi koşan hirayı gördü. Alper yiğit'in yüzüne eşsiz bir gülüş kondu. "Peri kızı?" Mırıltısını sadece o duydu. Hira'nın tekrar, "Alper!" diyen sesini duyunca o da terminale giden adımlarının tam tersini atarak hiraya doğru ilerledi. Büyük adımlar atan genç adama nazaran koşan bir genç kızın olması elbetteki birkaç meraklı gözü de üzerine çekmişti. İki beden de ortada buluşup birbirlerine atılınca alper yiğit onu engelleyen çantasını tutmayı bırakıp kızı kucakladığı gibi başını boynuna soktu. Hira alper yiğit'in bedeninde soluyadururken ayakları zemin ile bağlantısını kesmiş havada salınıp duruyordu. "Neden bana haber vermedin?" diye sordu hira. Derin bir nefes daha alıp tekrar konuştu. "Ne olmuş yani saatlerin erken ya da geç olması? Ben senden her an telefonlarını bekliyorum tamam mı?" dedi aksi aksi. Alper yiğit, samimiyetle güldü. Sesi, başını nabzı hızlı atan bir boyuna gömülü olduğu için boğuk çıktı ama hira açık algılarıyla o sesi gayet iyi duydu. Sadece duysa o da iyi ya. Hissediyordu. O gülüşün sahibinin göğsüyle göğsü bir bütünken sanki kendi gülmüş gibi hissediyordu. Kalbi göğsünü deli gibi dövdü. Ne güzel gülmüştü öyle alper yiğit... "Bilseydim," diyip elini hiranın atkuyruğu saçlarına atıp şefkatle okşadı. "Bilseydim seni arardım, Peri kızı. Ama kıyamadım sana. Nasıl kıyayım ki?" * Yayınlanma tarihi: 01/21/2021
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
Kanlı Hilal cover
Aleda cover
S.A.Y.E. cover
PALURİ - Ar Si Ar Ma - RAFLARDA cover
GECENİN İZİ cover
Zeytin Dalı cover
YAMALI SEVDA  cover
Oluru Var mı? cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
NALE cover

Kanlı Hilal

1 Bagian Sedang dalam proses

İnsanlar yanmaktan, kaybetmekten korkardı. Hiç düşmek istemez, hep ayakta durup devam etmek isterlerdi. Fakat bilmedikleri birşey vardı. Bir insan ne kadar yara alırsa, o kadar güçlendirdi. Ben yıllarca düştüm. Düştüm ama kalkmayı da bildim. Her kalktım da daha da güçlendim. Her düştüğüm de iste daha da tecrübe edindim. Pes etmek ,kelimesine benim kitabımda yer yoktu ve asla da olmayacaktı. Ben düştükçe büyüdüm, güçlendim. Ben düştüm ama her düştüğüm de daha da yenilmez oldum. Ben Alev Alçın. Yeri gelip düşmeyi, yeri gelip kalkmayı bilen kadın. Ben Alev Alçın. Canlı canlı yanıp o yangınların külleriyle güçlenen kadın. Ben Alev Alçın. Her ayağı takıldığında daha yenilmez bir şekilde kalkan kadın. Ben Yüzbaşı Alev Alçın ve bu benim hikayem. Yangınlardan doğan kadının hikayesiydi bu hikaye...