Bir çift yeni göz, hayata bakmak için açıldığında başlıyor tüm hikâye. Yeni bir hikaye için başlığını atıyor hayat. Konusunu zaman belirliyor. Belki yeni bir destan belki en değerlisinden bir aşk belki de tüm acıyı bir araya toplamış hüzünün hikâyesi.
Hile yapar mıydı hayat? Hikâyelerimizi çalar mıydı? Haketmediğimiz şeyler yazar mıydı satırlarımıza? Acımasızlık... Bunu benimseyen 'yaşam' kelimesinden ne beklenirdi ki?
Hissetmişti insan bu acımasızlığı, hissetmese ağlayarak başlar mıydı hikâyeye? Konuşmayı, okumayı öğrenmeden önce öğrendi ağlamayı, bu gerekliydi. Hayat acımasızdı, yaşamak için acımasız olunmalıydı. En azından yaşama isteğine sahipken.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024