58 parts Complete "Biliyor musun bu nehirde insan kılığında canavarların yaşadığından söz ediliyor. Seçtiği kurbanlarının kötü anlarında tıpkı pusu kurar gibi sudan çıkar, o günlerini hayatlarının en kötü günü gibi düşünmelerini sağlarmış. Ona karşı güçsüz düştüğün an kendini su da buluyormuşsun."
Eliyle ilerdeki köprüyü göstermişti.
"Çoğu da şu köprüden atlıyormuş. Bir çok kilit görmüşsündür orada. Tüm o düşüncelere inat belki o sözlere tutunur diye kilit asıyorlar oraya."
Başını eğip gülmüştü.
"İnsanlar hatalarını örtbas etmek için çok güzel yalanlar buluyor öyle değil mi? O canavarlar insanların kendisi aslında ama kimsenin bunu dile getirecek cesareti yok. Hayatının bir değeri olmadığına inandırırlar seni, boğulur gibi hissedersin. Sanki tüm o sözler, davranışlar elini boynuna sarmış her seferinde daha büyük bir kuvvetle sıkar damarlarını. Her seferinde ölmeye adım adım yaklaşırsın. Bir gün son dersin kendini o canavarların sözlerine teslim edip şu köprüye çıkarsın, sıcak gözyaşların senden önce buluşur soğuk sularla. Her şey bitti sanarsın. Acı, göz yaşı, hüzün ve her şey bitti, geride bıraktım hepsini dersin. Sonra bir anda aklına geride bıraktığın olasılık dolu hayatın gelir. Çırpınmaya başlarsın. Belki dersin, belki bunu yapmasaydım düzelecekti her şey. Değer miydi dersin. Bir şans daha istersin. Duan ya kabul olur gözlerin gün ışığını tekrar görür ya da..."
Yüzündeki tebessüm yerini hüzne bırakmış, solmuştu yüzü. Gözleri suda takılı kalmıştı.