50 parts Complete Hayat sınavdı ve sınavlar zorluydu. Benim sınavımsa hayatımdı. Sevdiklerimin bedenimde ve ruhumda açtığı yaralarla onların söz hakkı olduğu hayatımdı...
Yirmi bir yaşında bir kızın eğlenmekten başka ne gibi bir isteği olabilirdi? Ama benim vardı, diğer herkes gibi yaşamak...
Bugüne kadar birçok şey yaşamıştım. Hepsi de birbirinden kötüydü. Ama hiçbiri beni yıkmaya yetmemişti. Yıkamamışlardı, güçlüydüm; güçlü olmak zorundaydım zira... Kaderin önüme çıkardığı tesadüflerle güçlü olmuştum ben. Ama aklımda bir soru vardı, gerçekten tesadüf var mıydı yoksa her şey kurmaca bir oyundan mı ibaretti?
Ben Ayris, Ayris Ekinci. İsmimin anlamı yakamoz demek. Yani geceleri denizin içinde oluşan ışıltı. Ve ben o ışıltıydım, ihtiyacım olansa beni içine alabilecek bir denizdi... Ama o deniz de güvenli değildi ya, fırtınayla mücadelesi hırçın ve asiydi...
Fırtına sessizce gelmişti ve hırçınca gitmişti. Ardında bıraktığıysa kaybolan hayatlar ve yitip giden sevdalardı...
"Hiçbir sır ebediyen saklı kalmaz Aslı, elbet gün yüzüne çıkar. Görüyorsun işte ne annemin sırrı ne de benim sırrım saklı kaldı. Eğer o gün güçlüysen elbet bir gün güçsüzleşirsin, tüm dengeler altüst olur ve sırlar açığa çıkar. Ne kadar çabalasan da saklayamazsın, çünkü artık sırların elindedir bir zamanlar sende olan silah. Ve sen o silahın namlusuna teslim olursun... "