İlk cinayetimi Karakoza'nın sokaklarında işledim, diğer birçok fedai gibi. Ölümü, öldürmeyi, yakmayı, yıkmayı biz bu şehirde öğrendik. Sonra bu şehrin bizi dönüştürdüğü şeyi görünce kaçmak için fırsat kolladık. Fakat şimdi geri döndük. Eskiden, vurmamızı istedikleri hedeflere çevirirdik namluyu, ancak şimdi bize vur emri verenlere nişan alıyoruz.
Ben Feza, bir şeyler biliyorum. Kazançlarımın kayıplarıma bağlandığı ve madalyonun her iki yüzüne de tanıklık yapan bir şehir... Zehri tadanı, en az tattıran kadar zehirleyen bir zehir... Ve bu şehrin güzüne karşı tebessümü sımsıcak bir palto gibi sarmalayan bir adam, Hamza...
Benim tüm hikâyem bu.
Ancak bu şehirde daha fazlası var.
Askeri gercek ailem hikayesidir
*
*
*
Tamamen deneme amaçlı yazılmış bir hikayedir tamamıyla kurgudur. Diğer hikayelerde bulunan klişelerden bazıları burdada bulunuyor ama tamamıyla bana aittir.
Resimleri Pinterestten asker fotoğrafı aratarak buldum diğer hikayelerdeki karakterler olabilir ama siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz ben gözünüzde birazcık canlanmasını istediğim için koydum
*
*
*
İyi okumalar yorum yapmayı unutmayın sizin beğenip beğenmediğinizi anlamam için önemli hikayenin gidişatını belirler